Sunday, April 30, 2006

Bugün anladım

Beni gerçekten seven insanlar, fırtınalı bir deniz gibi çalkalanan hayatımın içinde sabit durup tutunabileceğim bir kaya gibi 'hep orada' olan insanlar, ne olursa olsun benim için ve benim mutluluğum için hep dimdik durmaya, onlara tutunup tekrar ayağa kalkabilmem için bana güç vermeye hazırlar.

Böyle insanlar hayatımda var olduğu için çok şanslıyım. Onlar olmasa hayatın dertleri, sorunları ve umutsuzluk dalgaları beni oradan oraya sürüklediği zamanlarda nasıl dengemi bulabilirdim tekrar? Nasıl kalkabilirdim tekrar ayağa?

Canım ailem ve gerçek dostlarım: İyi ki varsınız ve hayatı benim için çok daha yaşanılır kılıyorsunuz. Sizi çok ama çok seviyorum:)

Sunday, April 23, 2006

Acı

ve bir kadın, "bize acıdan bahset" dedi.

ve o cevap verdi:

"acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır.

nasıl bir meyvenin çekirdeği, kalbi güneş'i görebilsin diye
kabuğunu kırmak zorundaysa, siz de acıyı bilmelisiniz.

ve eger kalbinizi, yaşamınızın günlük mucizelerini
hayranlıkla izlemek üzere açarsanız,acınızın, neşenizden
hiç de daha az harikulade olmadığını göreceksiniz;

ve kırlarınızın üstünden mevsimlerin geçişini kabul ettiğiniz gibi,
aynı doğallıkla, kalbinizin mevsimlerini de onaylayacaksınız.

ve kederinizin kışını da, pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz.

acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir.

acınız, aslında içinizdeki doktorun, hasta yanınızı
iyileştirmek için sunduğu "acı" ilaçtır.

doktorunuza güvenin ve verdiği ilacı sessizce ve sakince için;

çünkü size sert ve haşin de gelse, onun elleri
"görülmeyen"in şefkatli elleri tarafından yönlendirilir.

ve size ilacı sunduğu kadeh dudaklarınızı yaksa da,
o'nun kutsal gözyaşlarıyla ıslanmış kilden yapılmıştır."



Halil Cibran

Sevgi

almitra konuştu,

“bize sevgiden bahset”

ve o müthiş sesiyle konuştuŞ

sevgi sizi çağırınca onu takip edin,
yolları sarp ve dik olsa da
ve kanatları açıldığında bırakın kendinizi
telekleri arasında saklı kılıç, sizi yaralasa da
ve sizinle konuştuğunda ona inanın
kuzey rüzgarının bir bahçeyi harap edişi gibi,
sesi tüm hayallerinizi darmadağan etse de...
çünkü sevgi sizi yücelttiği gibi, çarmıha da gerer
sizi büyüttüğü ölçüde, budayabilir de...
en yükseklere uzanıp, güneşle titreşen en hassas dallarınızı okşasa da,
köklerinize de inecek ve onları saracaktır, toprağa tutunmaya çalıştıklarında...
mısır biçen dişliler gibi sizi kendine çeker, çıplak bırakana kadar döver, harmanlar;
kabuklarınızı, çöplerinizi ayıklar, eler...
bembeyaz olana kadar öğütür sizi; esnekleşene kadar yoğurur;
ve tanrı’nın ilahi sofrasına ekmek olasınız diye, sizi kendi kutsal ateşine savurur...
sevgi bütün bunları, kalbinizin sırlarını bulasınız diye yapar...
ve bu biliş, hayatın kalbinin bir cüzzünü yaratır...
ancak korkunun kıskacında, salt sevginin huzurunu ve hazzını ararsınız.
o zaman örtün çıplaklığınızı, ve sevginin harman yerine adım atın...
adım atın, kahkahaların tümünün olmadığı,
sadece gülebileceğiniz mevsimsiz dünyaya,
ve ağlayın ama tüm gözyaşlarınızla değil...
sevgi hiçbirşey sunmaz, sadece kendisini...
hiçbirşey kabul etmez kendinde olandan gayrı...
sevgi sahip çıkmaz, sahiplenilmez de...
çünkü sevgi, sevgi için yeterlidir tümüyle...
sevdiğinizde “tanrı benim kalbimde” yerine,
şöyle diyin, “ben kalbindeyim tanrı’nın”
ve sanmayın yön verebilirsiniz sevginin akışına,
çünkü sevgi, yolunu kendi çizer, sizi değer bulduğunda...
sevgi birşey istemez tamamlanmaktan başka...
fakat seviyorsanız ve ihtiyaçların arzuları varsa,
bırakın bunlar sizinde arzularınız olsun...
erimek ve akmak, geceye şarkılar sunan bir dere misali...

şefkatin fazlasının verdiği acıyı bilip, kendi sevgi anlayışınla yaralanmak,
ve kanamak, yine de istek ve coşkuyla...

şafak vakti kanatlanmış bir gönülle uyanmak,
ve bir sevgi gününe daha teşekkürle uzanmak...

sessizce çekilmek öğle vakti, sevginin vecdini duymak,
akşamın çöküşüyle de eve huzurla dönmek...

ve uyumak kalbinde sevgiliye bir dua,
ve dudaklarında bir şükür şarkısıyla...





Halil Cibran

Thursday, April 13, 2006

Cok komik

Yeni Fransizca ogretmenim Nadine DiVito, inanilmaz derecede Aysen Gruda'ya benziyor :)

Thursday, April 6, 2006

Kordugum

öyle uzak ki yerim, uzakları aşıyor
bütün özlediklerim benden ayrı yaşıyor

ya herşeyim ya hiçim
sorma dünyam ne biçim
bir kördüğüm ki içim
çözdükçe dolaşıyor


Bu guzel Humeyra sarkisini yeni kesfettim, icimi acitiyor.