Monday, November 28, 2016

Bir masa etrafında


*String reprise*

Sizin yanınızda..

Evimde hissediyorum kendimi.

Sevgiyle sarmalanıyor, huzurla doluyorum.

Bir somun ekmek dilimine tereyağı ve balı katık etmişim de yanına bir demli çay koymuşum..

Yanımda siz. Gülüşleriniz. Bakışlarınız. Kucaklayışlarınız.

Çok sevildiğimi bildiğim yerlerde (annemin, anneannemin evinde mesela) hissettiğim o rahatlık, mutluluk hissi. Kendim olabildiğim, hiç bir maske takmak, hiç bir role soyunmak zorunda kalmadığım, hiç bir savunma mekanizmamı harekete geçirmek zorunda olmadığım zamanlarda hissettiğim o ferahlık, özgürlük hissi.

Aynı dili konuşuyor ya hani yüreklerimiz, ben bir kelime dahi söylemeden bakışlarımdan anlarsınız beni.

Beni benden daha iyi tanır ve anlatırsınız bana kendimi, ki gülerim çocuk gibi, ama hiç şaşırmam.

Kendi kodlarımız, kendi mimiklerimiz, kendi şifrelerimiz vardır, anlayamaz başkaları.

Beni asla yargılamayacağını bildiğim aklınızın yanıbaşında durunca, benzersiz bir güven hissi kaplar yüreğimi.

Yanımda siz.

Bir battaniye gibi sarmalayan, saran sevginiz. Varlığınız.

Çayımdan bir yudum daha alırım. İçim ısınıverir.

Bir masa etrafında oturmuşuzdur yine. Gece uzanır önümüzde.

Kahkahalar atar, ağlar, gülümser, bağırır, fısıldarız.

Okuruz.

Yaşamın özünü, öz suyunu damıtır, kelimelere döker, yazarız.