Sunday, March 27, 2011

Anne olmak

Hayatınızın değişmesinden çok, eski hayatınızın bitip, yeni bir hayatın başlamasıymış. Önceden yaptıklarınızın size adeta 'başka bir hayat' gibi gelmesiymiş. O doğduğu günden itibaren yeni bir varoluşta kendini onunla birlikte yeniden doğmuş gibi hissetmekmiş.

Başınıza gelen aynı zamanda hem en korkutucu, hem de en muhteşem şeymiş. En büyük endişeleri de, en büyük mutlulukları da onun sayesinde yaşamakmış.

Kendi canının önüne başka bir can geçmesiymiş. Onun bir gülümseyişiyle içinizin eriyip ona akmasıymış. Onun tek bir gözyaşının yüreğinizi delip sizi kor gibi yakmasıymış.

45 dakika boyunca güzel yüzünü izleyip, sıkılmamakmış. Kollarının arasında gerçek bir melek tuttuğunu bilmek, bu mucize için Allah'a şükretmekmiş. Kurabiye kokulu ellerini koklamak, akça pakça yanaklarına dudaklarını sürmek, mis kokulu gıdısına burnunu gömmek.. ve saatlerce öylece kalmak istemekmiş.

Anne olmak, tahmin edebileceğinizden çok daha fazla sevmek, sevmek, ve daha çok sevmekmiş. O sevginin yüreğinizden taşacak gibi olması, yüreğinizi patlatarak parçalara ayırmasından korkmanızmış.

Anne olmak, hayal edebileceğinizin çok ötesinde bir yoğunlukta yaşamakmış sevinci, acıyı, mutluluğu, korkuyu..

Anne olmak, hiç kimsenin sizi hazırlayamayacağı, ancak yaşanınca anlaşılan, bir garip halmiş, canını yavrusunun canına katan, kendini herşeyden geriye atan, yüreği yavrusu için çarpan..

Annelik itinaymış, emekmiş, özenmiş. Her yeni günün sabahında, bir mucizeye uyanmakmış.

Sevgiymiş annelik, kocaman bir yürekmiş en nihayetinde.

Bilemezdim.

Friday, March 18, 2011

A Single Man


Pek sessiz, sakin, 'kendi halinde', pek güzel bir film..Görsel detaylar enfes, renk kullanımı enfes.. Bir modacının elinden çıkmış olduğu belli.

Çok meşhur olmamasına ve konuşulmamasına rağmen bence çok başarılı bir film. Hakkı olan ilgiyi görememiş, hakettiği değer gösterilmemiş bir film.

Colin Firth'in oyunculuğunu zaten çok beğeniyorum. Julianne Moore'un keza öyle. İkisi bir araya gelince şiir gibi bir film olmuş. İzledikten sonra ağzınızda buruk ama tatlı bir hüzün bırakan. Hayatı, yalnızlığı, ölümü sorgulatan.

2009un en güzel filmlerinden biri, A Single Man. Colin Firth'i bir de he King's Speech'te izlemek için sabırsızlanıyorum.

Monday, March 14, 2011

İki soru



The Bucket List adında, sıradan gibi görünen ama benim içimi ısıtan ve pek sevdiğim şu filmde Morgan Freeman'dan duydum ki:


Eski Mısır'da, öldükten sonra öteki dünyada cennetin kapısında bize sorulacağına inanılan iki soru şuymuş:

- Have you found joy in your life? (Hayatınızda mutluluğu buldunuz mu?)
- Has your life brought joy to others? (Sizin hayatınız, başkalarına mutluluk getirdi mi?)

Bu iki soruyu soralım kendimize.. Düşünün bakalım, ne cevap verirdiniz?