Monday, January 21, 2008

Bir hayat felsefesi olarak minimalizm


Minimalizm, 'azla yetinmek' ya da 'mümkün olan en az sayıda eşyayı kullanarak yaşamak' olarak nitelenebilir. Kısacası hayatınızda sizi yoran ve gereksizce yer kaplayan her şeyden kurtulmak. Hem çok özgürleştirici, hem de çok huzur verici bir yaşam tarzı bana göre. Evimin ya da odamın içinde mümkün olan en sade şekilde yaşamak çok güzel. Evin içinde 'ıvır-zıvır' diye tabir edilen o gereksiz eşya yığını arttıkça paniğe kapılıyor ve hemen 'çöpe atma seansları' yapıyor, gereksiz gördüğüm her şeyden kurtuluyorum. Bu seanslar iki haftada bir kesinlikle yapılıyor mesela. Anladım ki eğer bunu yapmazsam biriken herşey iyice zıvanadan çıkıyor. Entropi kurallarına uygun olarak gitgide artan bir hızla kaotik bir dağınıklık oluşup evin her tarafını kaplıyor!

Günlük hayatta evimize getirdiğimiz ve dikkat etmezsek birikebilecek o kadar çok şey var ki: Eski fişler, dergiler, gazeteler, torba ve poşetler, promosyonla verilen kalem, kağıt..vs ıvır-zıvır, eski takvimler, bozuk paralar, makyaj malzemeleri, anahtarlıklar, teksir kağıtları, eski CDler, kullanılmayan kablolar, kullanılmayan şarj aletleri, kullanılmış zarflar, kartvizitler, ambalaj kağıtları, kağıt ağırlıkları, ilaç kutuları, plastik çatal-bıçaklar, broşürler, kullanma kılavuzları, kırtasiye malzemeleri, not kağıtları, hatta kullanılmayan uzaktan kumandalar, piller, fotoğraf negatifleri, kartpostallar, kitap ayraçları, CD kutuları...vesaire, vesaire. Bu liste daha çok uzatılabilir. Eminim sizin de evinizde ortalıkta dolanan bu ve bunun gibi eşyalardan oluşan bir ıvır-zıvır yığını vardır.

Tavsiyem, iki haftada ya da ayda bir evinizdeki herşeyi bir elden geçirmek. Çok da vaktinizi almayacak bu işlem sayesinde evinizde aslında göründüğünden ne kadar daha çok boş yer olabildiğine siz de şaşıracaksınız! Gerçekten insanı inanılmaz ölçüde rahatlatan bir şey, gereksiz olan herşeyden kurtulmak. Şahsen ben çöpe atmaya başladığımda resmen rahatladığımı ve hafiflediğimi hissediyorum:-) Bu işlemi yapmak için gereken tek şey, tüketim toplumunun üzerinize empoze ettiği 'satın al, daha çok satın al ve daha çok şeye sahip ol' dürtüsünden kurtulmak. Ne kadar çok eşyaya sahip olursanız, özgürlüğünüz o kadar kısıtlanıyor. Ünlü 'Fight Club' filminde de söylendiği üzere, bir süreden sonra sahip olduğunuz şeyler, size sahip olmaya başlıyor.

Fazlalıklardan kurtulma işlemi esnasında yardımcı olabileceğini düşündüğüm bir kaç husus var. Mesela ben bir şeyi atmak ya da saklamak arasında karar vermeye çalışırken (giysi ve ayakkabılar da buna dahil) kendime şu soruları soruyorum:

1- Bunu geçtiğimiz 1 sene içinde hiç kullandım mı? (Cevap evetse sakla, hayırsa, ikinci soruya geç)

2- Bu eşyanın benim için çok özel bir anısı var mı? Bana hediye edilmiş bir şey mi? (Cevap evetse sakla, hayırsa üçüncü soruya geç)

3- Bu eşya ileride bana lazım olur mu? (Burada gerçekçi düşünüp gerçekten lazım olabilecek şeyleri seçebilmek sizin sağduyunuza kalmış) (Cevap evetse sakla, hayırsa dördüncü soruya geç)

3- Bu eşyayı satabilir ya da bağışlayabilir miyim? Herhangi bir maddi değeri var mı? (Cevap evetse 'satılacaklar' ya da 'bağışlanacaklar' kutusuna koy, hayırsa çöpe at)

İşte bu dört basit soruyla bile evinizdeki ıvır-zıvır yığının boyutunu en azından dörtte birine indirebileceğinize eminim. Temiz ve sade bir odanın güzelliği karşısında yaptığınız işten gurur duyacaksınız!

Hayatınızı sadeleştirmeyle ve gereksiz her şeyden kurtulmayla ilgili rehber niteliğinde bir kaç güzel yazı:

How to declutter - Zen Habits
Declutter, declutter, declutter! - Positivity Blog
Simplify your life - Zen Habits
A manifesto on simple living - Unclutterer.com

Unutmadan, şunu da itiraf edeyim: Benim gibi bir minimalistin bile bu kuralların tamamen dışında tuttuğu bir kategori var: Kitaplar. Kitaplarımdan hiçbirini atmaya, satmaya ve hatta bağışlamaya bile kıyamıyorum. Ama herkesin zayıf bir noktası vardır zaten, değil mi? ;-)


6 comments:

  1. yeni minimal arayuzunuz hayirli olsun efendim :)

    ReplyDelete
  2. Hihihi tesekkurler canim :)

    ReplyDelete
  3. blogun yeni halini cok begendim, insana kesinlikle huzur ve pozitif enerji veriyor...

    ReplyDelete
  4. Tesekkurler Fulyacim, cok sevindim begendigine :-)

    ReplyDelete
  5. This comment has been removed by the author.

    ReplyDelete
  6. Ellerine saglik Esracim... Ben de bu dedigin yontemleri uyguluyorum yaklasik son bir senedir. Inanilmaz hafifledigimi hissettim ilk "declutter" isine giristigimde, ve bu sekilde devam etmek icin buyuk motivasyon oldu bana bu.

    Turkiye'ye gelince inanilmaz stress oluyorum kadinlarin alisveris cilginligini gordukce, ister istemez.. Cunku ailemde ve yakin cevremde de kadinlar var, malum :) Bu nedenle Turkce bir site bulup bu konuda onlari da yonlendirebilir miyim acaba diye aradim ama bulamadim. Bu yuzden FB'a not dustum... Tekrar ellerine saglik canim. Sevgiyle...

    ReplyDelete