Thursday, February 10, 2011

Çalışan kadınlar ve 'Ev kadınları'



Bu bir itiraf yazısı. Aslında hem itiraf, hem de özür yazısı. Bir insanın fikirlerinin, düşüncelerinin zamanla nasıl değişebileceğine de çok iyi bir örnek bir de.

Haftada 6 gün, günde 10 küsur saat çalışarak 2 çocuk yetiştirmiş bir annenin kızıyım. Kendim de üniversitenin üzerine iki master bitirmiş, şu anda doktorasını alma yolunda ilerleyen, 'entel' tabir edilen tayfadan, 'modern bir genç kadın' tanımına uyuyorum.

Hayatım boyunca çalışmanın bir kadını yücelttiğini, ona onur ve gurur kaynağı olduğunu, kendi ayakları üzerinde durabilmenin ve ekonomik özgürlüğünü kazanmanın her şeyden önemli olduğunu düşündüm. Hala da böyle düşünüyorum tabii ki.

Ama farkediyorum ki aynı zamanda hayatım boyunca 'ev hanımı' diye tanımlanan, evde bütün gün kalıp çocuklarına bakmayı seçen, ömrü 'ev işi' ile geçen kadınları - belki bilincinde olmayarak - aşağıladım ve yargıladım. Çalışan kadınlar elbette onlardan üstündü! 'Ev hanımları' ise kolay olanı seçiyorlar, çalışabilecekleri yerde 'evde oturup' çocuk bakmayı yeğliyorlardı. Bundan kolayı mı vardı! Hatta evde oturup çocuk bakmayı seçen akranlarım için 'işi gücü yok, evde oturup baksın çocuklarına elbette' diye düşünmüşlüğüm bile vardı!

Kendim çocuk sahibi olunca, 3 aylığına okuldan izin alınca ve evde her zamankinden çok zaman geçirmeye başlayınca, çocuk bakımı ve ev işleri (ki bir çok yardım edenim var, çok şükür) sorumluluğu omuzlarıma binince, kafama dank etti a dostlar.

Beynimde bir şimşek çaktı ve kendimden utandım!

Dünyanın en zor işlerinden biriymiş meğer, 'ev hanımlığı' diye aşağıladığım meslek! İnsan bütün gün evde olunca ne iş bitiyormuş, ne uğraş. Bir bebekle (ve çoğu durumda birden çok çocukla) uğraşmak, bakımını üstlenmek, aynı zamanda evin çığırından çıkmasını engellemek, kendi bakımını da bu arada ihmal etmemek...sorumlulukların en büyüğü imiş.

Çalışan kadınlar en azından evden çıkıyorlar her gün, giyinip, makyaj yapıyorlar, bu sayede kendilerini daha iyi hissediyorlar. Başka insanlarla sosyalleşip, 'agu'dan çok daha geniş bir kelime dağarcığı olan bir çok yetişkinle konuşuyor, başka sosyal çevrelere giriyor, toplumla içiçe, iletişim halinde oluyorlar. Çok daha aktif, hareketli, sosyal bir yaşamları oluyor.

'Ev hanımları' (ya da 'ev anneleri') ise (çoğunlukla) dört duvar arasında, kendilerini bekleyen onlarca işin ve sorumluluğun tam ortasında, dertlerini kendi çocuklarından başka paylaşacak kimse yokken, bütün gün tek başlarına uğraşıyor, didiniyorlar. Azimle.

Hiç kimse de onlara bütün bu çabaları için bir maaş, bir izin, bir tatil, bir ikramiye vermiyor üstelik. 'Bedava işçi' olarak çalışıyorlar, her gün 'mesaiye kalıyorlar', çalışma saatlerinin bir sınırı yok. Gündüz saat 2de de, gece sabaha karşı 3te de çalışmaya hazır ve nazırlar.

Bugüne kadar yargıladığım, tepeden baktığım, aşağıladığım bütün 'ev hanımları'ndan özür diliyorum.

Meğerse sizin işiniz ne zormuş. Meğerse bunca zaman size ne kadar haksızlık etmişim! Meğerse insanın çok bilmediği bir konuda atıp tutması, konuşması ne kolaymış!

Ev hanımları, itiraf ediyorum, işiniz en az çalışan kadınlar kadar, hatta belki onlardan daha bile zor.

Affınıza sığınıyorum!

5 comments:

  1. Anonymous1:09 PM

    Neyymmişş :)
    Hiç bir konuda ön yargılı olmamalıymışız.
    Ben ev hanımlarına karşı değilim. Ev Hanımı olmak zor iş her zaman bunu düşünmüşümdür.
    Ama ben ev hanımı olup zamanını boş boş tv karşısında geçirenlere karşıyım.
    Kimi ev hanımları var kendilerini o kadar çok geliştiriyorlar ki hayran olmamak elde değil.
    kimileri ise o sabah programı senin bu program benim diğip boşboş dolduruyorlar vakitlerini. Tabi herkesin kendi sorunu beni ilgilendirmesede buna ileri derecede karşıyım. Bazen diyor arkadaşlarım onlarında keyfi bu tabiki öyle keyfleri bu olabilir önyargı ile de yaklaşmıyorum ama nereye kadar?
    Sanırım ne demek istediğimi anladım moonshine:)
    sevgimle

    pluie

    ReplyDelete
  2. Canım çalışan bir anne olarak iş yerinde daha çok dinlendiğimi söylemişimdir. Eveden bi çıktınmı her şey orda kalıyo ta içeri girene kadar. Akşamda eve gelince temzizlikti bulaşıkdı derken saat bi bakmışşsn 9 oluyor.
    Ama her şeye rağmen annelik çok güzel bi şey. Rabbim çocuk kıymeti bilen herkeze yaşatsın inş

    ReplyDelete
  3. bizim oralarda bu gibi durumlar için
    'Bekara karı (afedersiniz) boşamak kolaymış' derler. Seninkide o misal olmuş :)

    Aslında hepimizde var değişik ön yargılar, keşke hepimiz bunları farkedebilsek....

    Ev hanımlığı zor. O su götürmez de, asıl o insanı inciten kıymet bilinip, değer verilmemesi olsa gerek.

    ReplyDelete
  4. Anonymous1:20 PM

    Mutlu Kandiller:)

    ReplyDelete
  5. Merhaba Pluie,

    Tabii haklisin, yani benim sozlerim gercekten calisip cabalayan, zamanini bosa harcamayan ev hanimlari icin geceleri :)

    Merhaba Fatma

    Haklisin, cok haklisin. Evdeyken is hic bitmiyor.

    Merhaba e.t.

    Keske butun kadinlara (calisan ya da evde calisan) hakettikleri deger verilebilse..ozellikle ulkemizde.

    Merhaba Pluie,

    Sana da mutlu kandiller :)

    ReplyDelete