Thursday, January 5, 2012
Gerçek aşk
5 Ocak 2011 günü, akşam 9:48. Çok uzun bir günün sonu. Yarı karanlık, son teknoloji donanımlı, büyük bir hastane odası. Çok yorgunum. Artık devam edemeyeceğimi düşünüyorum. Ağzımda buz parçaları. Susuzluktan ölmek üzereyim. Gücümün tükendiğini hissediyorum, sona geldiğimi, pilimin bittiğini. Yorgunluktan ağlamanın bir kaç dakika uzağındayım sadece.
Bir anda sarsılıyorum. Dünya duruyor bir anda. Zaman duruyor. Dağların tepesindeki karlar gibi bembeyaz, pamuk gibi yumuşak, tombiş yanaklı, topidik bir kız bebek görüyorum bir anda. Atıyor ilk çığlığını, bir bezle temizlenir ve boyu, kilosu ölçüp biçilirken. İncecik sesiyle ağlıyor. O ses kulağıma dünyanın en güzel müziğinden daha güzel geliyor.
Sarıp kundağa, çıplak göğsümün üzerine koyuyorlar onu. Hala titriyorum yorgunluktan, yaşadığım duygu yoğunluğundan, yüreğimdeki heyecandan. Allahım, bu akça pakça, bu kocaman gözleriyle bana bakan, bu dünyanın en güzel bebeği benim mi? Bu tombiş yanaklı, güzel elli, küçük bir kuş gibi titreyen, incecik sesler çıkaran, bu hediye paketi benim mi? İnanamıyorum, içim titriyor. Dokunmaya bile kıyamıyorum. Allahım, ben bu kadar güzel, mükemmel bir şeye nasıl bakacağım? İçimde korku, heyecan, mutluluk, endişe, hepsi birbirine girmiş.
Gözlerinin içine bakıyorum. Gerçek aşkın ne anlama geldiğini işte o anda anlıyorum. Güzel kızım yüreğimi alıp ellerinin içinde tutuveriyor. Hayatımın sonuna kadar onda kalacak bundan sonra yüreğim. Biliyorum.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2.bebeğimi beklerken yazınla çok duygulandım. Aşkların en büyüğü onlar, Allah her isteyene nasip etsin.Bizimde yavrularımızın acısını göstermesin. O kadar masum o kadar tatlılarki onlar bu dünyada alınacak en güzel hediye. Allah en güzel şekilde yetiştirmeyi nasip etsin.
ReplyDeleteSevgiler...
IŞIL
Biz de asik olduk o topidik bebege. :) Olmamak elde degil.
ReplyDeleteIşıl ve Pratik hala, çok teşekkürler güzel yorumlarınıza! :)
ReplyDelete