Wednesday, February 29, 2012
The Road - Cormac McCarthy
The Road'un önce filmini izlemiştim, Viggo Mortensen'in oyunculuğuna hayran kalmıştım. Filmin atmosferi inanılmaz derecede ürpertmişti beni. Bunun üzerine kitapçıda rafta gördüğüm, filmin kendine temel aldığı Cormac McCarthy romanını da alıp okumak istedim.
Roman, bir 'kıyamet günü sonrası' (post-apocalyptic) romanı. Bundan önce bu türde sadece bir kitap okumuştum, o da Stephen King'in Kara Kule serisinin bir parçası olan 'Çorak Topraklar' (The Waste Lands) romanıydı ve çok başarılıydı. Bu romanda da sebebini bilmediğimiz bir felaket tarafından dünyanın çoğu yanmış, insanların çoğu ölmüş ve yiyecek bulmak neredeyse imkansız. Yamyamlardan oluşan çeteler kol geziyor ve bu ölü, karanlık, soğuk dünyada yaşamaya ve güneye doğru inmeye çalışan bir baba-oğulun hikayesini anlatıyor bize yazar.
Yazarın okuduğum ilk kitabı oldu bu. Ama kesinlikle son kitabı olmayacak. Bu kadar güçlü bir dille yazılmış, etkileyici ve gerçekçi bir roman okumamıştım son zamanlarda. Sade ama asla basit olmayan bir İngilizce. İmla işaretlerinin kullanılmamasının getirdiği gerçekçilik hissi. Adeta baba ve oğulla birlikte ben de o soğuk, gri, ölü dünyada yürüyordum. Odamda sıcak yatağımda oturduğum halde kitapta geçen karanlık gecelerin soğukluğunu içimde hissettim.
İnsanın boğazına düğümler atan, yutkunduran, çok akıcı ama çok kasvetli, karanlık bir roman. Hazmetmesi kolay değil. İnsana 'Ben böyle bir durumda olsaydım ne yapardım?' diye sorduruyor. Ve bence dünyanın şimdiki halini ve nükleer felaketleri gözönüne alırsak, maalesef insanlığın bu duruma düşmesi çok sürmeyecek..
Roman, bütün bunlara rağmen yine de 'insanlığa ve iyiliğe olan inançtır bizi yaşatan' mesajı da veriyor. Cormac McCarthy'nin bir yazar olarak gücü de buradan geliyor bence. Durumları, olayları duygu sömürüsüne dönüştürmeden, gayet sade ve olduğu gibi önümüze sunuyor. Diğer kitaplarını da okumayı iple çekiyorum!
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment