Wednesday, August 15, 2012

Elveda canım Müşfik Kenter





İçimde çocukluğumun anıları, seni sahnede ilk izlediğim an aklımda, yüreğimde. Sonra seninle tanışıp röportaj yapma şansını yakalamıştım. Sakince, kibarca konuşman, gözlerinden fışkıran zeka pırıltıları ve konuşurken mavi mavi, yumuşacık bakan gözlerin aklımda.

Sonraları, Dragos'taki evimizde üst katta bir Pazar günü annem ütü yaparken, pencereden denize ve adalara bakıp senin sesinden yine Orhan Veli'yi dinleyişimi hatırladım.. Ağladım.. Marmaris'te günbatımına yakın bir vakit, annemin omzuna başımı yaslamış, güzel mavi denize bakarken 'walkman'imin kulaklığından yine senin sesini dinleyişimi hatırladım.. Ağladım. Çocukluğumun bitişine, bir devrin kapanışına, bir güzel insanın gidişine ağladım.

Kardeşimi aradım. Aramızdaki okyanuslar, binlerce kilometrelik uzaklıklara rağmen, beni dünyada en iyi anlayan insanı. Karşılıklı sustuk. Birlikte, çocukluğumuzun bitişini düşündük, sustuk. Bizim için önemli olan, çocukluğumuzu ve gençliğimizi şekillendirenlerin birer birer gidişine yandı içimiz. Sustuk.

Bitti çocukluğumuz, gitti 'Orhan Veli'..


No comments:

Post a Comment