Elimde emektar Pentax K1000 fotoğraf makinem, Chicago sokaklarını arşınlarken hep hiç tanışamasam da kendimi çok yakın hissettiğim, eksantrik, değişik, esrarlı bir kadın.. Vivian Maier. Chicago History Museum'da fotoğrafları sergilendiğinde büyük bir mutlulukla gidip izlediğim, hikayesini ve hayatını internetten okuduğum, fotoğraf filmleri tab edildikçe Maloof koleksiyonunun internet blog'undan takip ettiğim.. Ama hayatı benim için bir bilmeceydi hala.
Soğuk bir Nisan günü edebiyat kulübümüzün bir çok üyesiyle birlikte işte bu gölgelerle ışığın buluştuğu yerdeki kadını daha yakından tanımak için beyaz perdenin önündeydik. Uzun zamandır beni böylesine derinden etkileyen bir belgesel izlememiştim.
Vivian, insanların ruhlarına çok yakından bakabilen, onları kısacık bir an içinde dahi olsa çok iyi tanıyabilen, derin bir kadın.. İyi bir fotoğrafçıda olması gereken o sezgi gücü var onda.. Işıkla gölgenin oyunlarını ustalıkla yakalayabilme ve hangi saniyede deklanşöre basacağını çok iyi kestirme yetisi.. Fotoğraflarında hayatın hiç bir ayrıntısını atlamayan, korkunç bir gözlem yeteneğine sahip, ama kendisi hep geri planda, gölgelerin arasında kalmayı tercih etmiş olan, esrarlı bir kadın.. Bu dünyadan geçerken kendince dünyaya izini bırakmak istemiş, ancak fotoğraf filmlerinin hiçbirini tab etmeyip onları büyük kutularda biriktirerek arkasında kocaman bir bilmece bırakmış, gizemli bir kadın..
Bu dünyadan bir Vivian geçti.. Hepimiz gibi, bu dünyada sahip olduğu kısıtlı süre içinde o da yüzlerce insanın hikayesine tanıklık etti. Bu hikayeleri fotoğrafın ölümsüz çizgilerinde, siyah,beyaz ve renkli karelerde sabitlemeyi seçti. Binlerce fotoğraf çekti, çoğu bir kaç yıl öncesine kadar hiç günyüzüne çıkarılmamış, ve çoğunun tab edilmiş halini kendisinin bile görmediği.
Beni en çok etkileyen ise, bu dünyadan göçtüğü 2009 yılına dek, yani ömrünün son yıllarında benim şimdi oturduğum, sokaklarını arşınladığım mahallede, Rogers Park'ta yaşamış olması. Sahilde bir bankta oturup bakışlarını göle, ufka çeviren, uzaklara dalmış gitmiş olan yaşlı kadınlardan biri olması.. Bir sene önce taşınsaydım bu mahalleye, Vivian'ı görebilirdim bu sokaklarda, sahilde.
Her gün yanından yürüyüp geçtiğimiz o yaşlı kadınların her birinin, nasıl hikayeleri var kimbilir? Ne gizler taşıyor her biri yüreğinde?
Sahilde o banka gidip oturup, Vivian'la konuşabilmek isterdim. Yaşamı boyunca biriktirdiği o anları, anıları, gözlerinde oynaşan ışığı ve gölgeyi görebilmek, duyabilmek isterdim. Yaşlı bir kadın öldüğünde onunla birlikte giden, yokolan bütün herşeyi, herşeyi ondan emanet almak, saklamak, yazmak isterdim..
No comments:
Post a Comment