Friday, September 21, 2007
Duanın gücü ve önemi...
Yaşamım boyunca izlediğim en güzel filmlerden biri olduğunu düşündüğüm 1940larda çekilmiş 'It's a Wonderful Life' şöyle başlar:
Değişik evlerde, aynı şehrin değişik yerlerinde herkes George adında birisi için dua etmektedir: 'Onu bu gece koru Tanrım, yardıma çok ihtiyacı var..', 'Tanrım, bu gece George'a son bir şans ver', 'Allah'ım, bu gece oğlum George'u koru..' 'Lütfen Tanrım, babamın bu gece bir sorunu var, yardım et ona', 'Yusuf, İsa ve Meryem, arkadaşım George Bailey'e yardım edin bu gece..', 'George çok iyi bir insan. Ona bir şans daha ver Tanrım.'...
Bu duaların gücü daha sonra birleşip gökyüzüne doğru uçar, göklerin en üstlerinde Tanrı'nın melekleriyle konuşması duyulur. Bütün bu duaları duyan Tanrı meleklerinden birini George'a yardım etmesi için dünyaya göndermeye karar verir.. Herkesin izlemesi gereken, yaşam sevinci veren, inanılmaz sıcak bir film gerçekten..
Ben de küçüklüğümden beri gerek ailemin yetiştirme tarzından, gerekse kendi tecrübelerimden yola çıkarak duanın gücüne hep inandım. Dua bence bir insanın gün boyunca meşgul olduğu faaliyetler içinde en huzur verici, en derin ve en içten hareket.. Kendinizle başbaşa kalıp Allah'a döndüğünüzde, içinizden, yüreğinizin derinliklerinden gelen en samimi, en dürüst hislerle onunla konuştuğunuzda, dudaklarınızdan çıkan fısıltıların boşa gidemeyeceğine, bir yerde, bir şekilde pozitif etki olarak başka birinin hayatını değiştirebileceğine inandım. İçinizdeki enerjiyi, yaşama sevincini, olumlu bütün duyguları dua ederek yardıma muhtaç olanlara, zorda kalmışlara, çaresizlere aktarmanın olası olduğuna inandım. Eğer birisinin yardıma ihtiyacı varsa ve onu sevenler bütün içtenlikleriyle dua ederlerse Tanrıya, onun bir şekilde yardımı gereken yere gönderdiğini, duaların kabul olunduğunu gördüm, yaşadım..
Bizim evde her gün kapıdan çıkarken dua edilir.. Arabaya binerken, uzun bir yolculuğa çıkarken, gece yatağa yattığımda, sabah kalktığımda yaşamanın ne kadar güzel bir şey olduğunu her seferinde yeniden keşfederken.. Duayı yaşamımın içinden hiç çıkarmadım ve ettiğim duaların benim ve sevdiklerimin etrafında ışıyan koruyucu kalkanlar gibi bizi koruduğunu düşündüm hep.. Ama sadece çaresizlik anlarında ve muhtaç olduğunda değil, çok mutlu olduğu anlarda da dua etmeyi, şükretmeyi unutmamalı bence insan.. Şükretmeyi bilmek yaşamda huzurlu ve mutlu olabilmenin başlıca şartlarından biri.. En mutlu anlarımızda da ne kadar mutlu olduğumuzu ve bunun için ne kadar minnettar olduğumuzu katabilmeliyiz dualarımızın içine..
Zorda kaldığımızda kendimiz için, zorda kaldıklarında başkaları için dua etmek ne güzel.. Unutmayın ki edilen hiç bir dua boşluğa gidip yokolmaz. Duanın hiç bir zararı yoktur. Tam tersi, bakarsınız belli mi olur? Bir de bakmışsınız sizin de en dar ve zor anınızda kimbilir nerede, ne zaman iyiliğinizi görmüş olan birisinin hayır duası size yardım eder, sizi o zor durumdan kurtarır.
Resim: Albrecht Duerer - Eller
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
dua etmek çok güzel bir duygu ve siz bunu çok iyi ifade etmişsiniz , dua ve şükür ikilisi yan yana çok yakışmış.elinize sağlık.
ReplyDeleteCok tesekkur ediyorum yorumlariniz icin..
ReplyDeletebanada bu günlerde çok fazla dua lazım yazınız çok güzeldi elinize sağlık
ReplyDeleteAynı duyguları paylaşıyoruz. Her zaman dua edilebilir. Şahsen sadece ihtiyacım olduğunda dua etmek, bana uygun görünmüyor.iyi ve mutlu olduğumda unutup;lazım olunca istemek; işi kişisel düzeyde düşünürseniz yapabilir misiniz?
ReplyDelete