Cama yağmur damlaları vuruyor pıtır pıtır.. Gece, sessiz ev ve ben tek başımızayız. Önümde bir ince belli bardak, içinde 'Türk çayı' sıcacık.. Sessizlikte ve yalnızlıkta, kendini dinlerken bulunan o huzur.. Gecenin sessizliğinde hüküm süren rüzgarın nefesi. Sessizliğin dinginliği.
Tek başına yaşamayı belki de bu yüzden sevdim bu kadar. Günün kargaşasından, karmaşasından, sorunlarından, streslerinden uzakta, sıcak, samimi ve sessiz bir yuvası olması insanın, çok güzel.. Kapımı kapattığım andan itibaren 'içerisi'nin benim dünyam olduğunu bilmek.. Bu dünyada benim kurallarım geçiyor, benim sevdiğim herşey toplanmış burada: yumuşacık yastığım ve yorganım, minik mutfağım, fokurdayan çaydanlığım, yastıklarım ve battaniyelerim, sevdiklerimin fotoğrafları, güzel kokan mumlarım, sevdiğim kitaplarla dolu kütüphanem, kalemlerim, çikolatalarım, defterlerim, ve dünyaya açılan büyük bir pencerem var.. Huzur ve dinginlik veriyor bana bu ev, uzun bir günün sonunda yorgun argın girince içeriye.. Kollarını açıp sarmalıyor beni sıcacık, bana rahat uykular, güzel sabahlar, keyifli günler hediye ediyor. Evimi çok seviyorum!
No comments:
Post a Comment