Sunday, May 6, 2012
Kızımın şehri
Benim şehrim İstanbul ise, kızımın şehri de Chicago'dur. Annesi ve babası bu şehirde tanıştı, o bu şehirde doğdu, hayatının en azından bir kısmını bu şehirde geçirecek.. Benim içinse bu rüzgarlı şehrin önemini ise daha önce yazmıştım şurada.
Bu Eylül'de, bu şehirde 9. senemi doldurup 10. seneme gireceğim. Bir şehri yakından tanımak, hatta çok sevmek için yeterli bir süre. Chicago öyle bir şehirdir ki, ne New York City gibi cafcaflı, ne de San Francisco ya da Seattle gibi 'Avrupai' olmadığı halde, ona yavaş yavaş, fena alışırsınız. Çok karakterli bir şehirdir bu rüzgarlı şehir. Siz hiç farketmeden teninizin içine nüfuz eder, yıllar geçtikçe bir de bakmışsınız siz de bir 'Chicagolu' olmuşsunuz.. Bu şehrin kendine has havasını çok seviyor olmuşsunuz.
Bu şehirde, her şehirde ve ilk aşkım şehr-i İstanbul'da olduğu gibi yapmayı çok sevdiğim şeyler var. Bu şehri benim için özel kılan, sevdiren keyifler.. Onları paylaşmak istedim bu yazımda.
Neleri seviyorum Chicago'da? Bunca sene içinde, o kadar çok yanı var ki kendini bana sevdiren..
Chicago'da,
- Kışın lapa lapa kar yağarken Michigan Caddesi boyunca yürüyüp ışıklara bürünmüş ağaçları seyretmeyi,
- Üniversitemin gotik, muhteşem kampüsünde yürümeyi, kütüphanesinde 'stacks' (kitap koleksiyonu) bölümünde eski sayfaların, kitap kokusunun içinde kaybolmayı,
- Wicker Park'ta kullanılmış kitaplar ve plaklar satan bir sahaftan çıkıp küçük bir kafede enfes kahve kokuları arasında oradan aldığım bir kitabın sayfalarını karıştırmayı,
- Yaz geldiğinde Millenium Park'taki devasa Jay Pritzker Pavillion'da piknik eşliğinde sevdiğim müzisyenleri, grupları ya da Chicago Senfoni Orkestrası'nı canlı olarak açık havada, yıldızların altında (hem de bedavaya) dinleyebilmeyi,
- Sonbaharda enfes renklere bürünen ağaçların fotoğrafını çekmeyi, ayağımın altında yumuşacık bir halı gibi uzanan güzel yapraklara basa basa parklarda dolaşmayı,
- Yaz geldiğinde gökdelenlerin dibinde uzanan kumsallarından birinde güneşin tadını çıkarmayı,
- Her birini ayrı sevdiğim etnik mutfakların örneklerini tatmayı, mesela Devon'da güzel bir Hint yemeği yemeyi, Andersonville'de Swedish Bakery'den ya da Hyde Park'taki Bonjour Bakery'den tatlı almayı, Greektown (Yunan mahallesi)nde güzel pişmiş bir balık yemeyi, Chinatown'da (Çin mahallesi) acı soslu, sebzeli bir 'noodle' yemeyi, küçük sushi restoranlarını denemeyi, bizim mezelerimize benzeyen İspanyol 'tapas'larından atıştırmayı :)
- Sabahın 6:30unda gölün üzerinden güneş doğarken henüz boş olan Lake Shore Drive'da (sahil yolu) sevdiğim bir şarkıyı dinleyerek huzur içinde araba kullanmayı,
- Bahar gelince çiçeğe bürünen ağaçlarına sarılmayı, çimlere uzanıp masmavi gökyüzünde bulutları bilindik şekillere benzetmeyi,
Ama en çok da, sabahın sessizliğinde sokağımızın ucundaki küçük kumsala gidip, kulağımda sevdiğim müziklerle orada yürümeyi, sonsuzluğa uzanıyormuş gibi görünen Michigan Gölü'ne uzun uzun bakmayı, gölün gökyüzüyle birleştiği çizgide dalıp gitmeyi, kendimle, düşüncelerimle başbaşa kalmayı çok severim!
Hani her şehirde sevdiği, ona özel, çok mutlu olduğu bir noktası olmalı insanın demiştim ya bir zamanlar.. Chicago'da benim de böyle bir noktam var artık. Evimizin olduğu sokağın ucundaki kumsalda, huzuru, sükuneti, sessizliği buluyorum. Tam orada, o iskelenin ucunda durup dalgalı, masmavi Michigan gölünün ilerisinde yükselen şehir silüetine bakarken, bu rüzgarlı şehri zamanla ne kadar sevmiş olduğumu farkediyorum!
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
Sevdiğin ve kendini, kızını ait hissettiğin, geçmiş biriktirdiğin bu şehirden ayrılmak zorunda olsan, nasıl hissederdin, hayal edebiliyor musun?..
ReplyDeleteInsana Chicago'ya gitme gezme isteği uyandırıyor yazınız :) Blog fotoğrafınız da bahsettiğiniz kumsal sanırım değil mi?! Çok güzel gerçekten...
ReplyDeleteAynen yaa!
ReplyDeleteMerhaba Evrim, bu sehirden ayrilmak zorunda oldugum zaman uzulecegimi ve bu sehri cok ozleyecegimi biliyorum..
ReplyDeleteMerhaba Nazli, Buyrun gezmeye, bekleriz :) Blog fotografi buraya yakin baska bir kumsal aslinda, ama butun kumsallar guzel gercekten.. Begendiginize sevindim yaziyi.