Friday, March 15, 2013
Karanlıkta ışıklar
Hani küçükken, bazı sıradan kış akşamlarında, televizyonun tekdüze sesi herkesi mayıştırmışken, koltuğa yayılmış ve ekrana mıhlanmışken, bir anda evin bütün sesleri bıçakla kesilmiş gibi susar, bütün ışıklar birden sönerdi. 'Aaaaaaa' derdi herkes, 'elektrik kesildi!' Bir yerlerden bir kaç mum bulur, getirirdi birisi. Karanlıkta bir kaç mum parlar, odayı bir rüya alemine çevirirdi. Sessizlik ve karanlık, koruyucu bir perde gibi inerdi üzerimize. Bir anda fısıltıyla, masal anlatır gibi heyecanlı bir sesle konuşmaya başlardı herkes. Eskilerden laf açılırdı, gülüşürdük, tekdüze, 'normal' hayatın biraz dışına çıkıvermiş olmanın heyecanıyla. Sanki hayatın içinde küçük bir pencere açılırdı daha sihirli, büyülü, farklı bir aleme. Bir güven duygusu gelirdi içime, yakılan mumların, gaz lambalarının kokusu çarptıkça burnuma. Hem güven, hem huzur duygusu, hayatın içinde açılan o sihirli pencereden bakınca. Aniden, bir sürpriz gibi gelen, kendi istediği zaman gelip istediği zaman giden, ve güzel bir hediye gibi kucağımıza düşüveren sihirli anlar.. Bizi birbirimize daha da yakınlaştıran, kısacık bir an da olsa, bizi o evin içinde birbirine yabancı ruhlar değil, birer sırdaş yapan, yüreklerimizin önündeki duvarları kaldıran. Güven dolu, huzur dolu, efsunlu, büyülü bir kaç dakika.
İşte tam böyle bir duygu seni seviyor olmak.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
İşte sana bundan bir kaç dakika önce Goodreads de söylemek istediğim tam da bu. Bu'dur okumak istediğim, harika anlatım...
ReplyDeleteduyduğun sevgi derin sevgiyi ifade edişini tebrik ediyorum ve tekrar ediyorum:
Bana nasihat verme, bir söz söyleme
sadece beni başka bir yoldan öylesine bilindik bir yere götür ki
seni de kendimi de daha iyi anlayayım...
Cok tesekkurler, biraz olsun anlatabildiysem ne mutlu bana :)
ReplyDelete