Thursday, September 26, 2013

İçinden Dostoyevski geçen filmler!


Match Point- Woody Allen







Zekice kurgulanmış, izleyicisini sürekli ters köşeye yatırmaktan hoşlanan, sürprizli, ve çok başarılı bir Woody Allen filmi, ‘Maç sayısı’. Dostoyevski’nin ‘Suç ve Ceza’sından ilhamla kurgulanan senaryo, sıradanlıktan uzak, yaratıcı. Şansın insan hayatındaki rolü ve filmin ortaya attığı sorular, film bittikten sonra bile uzun sure insanın aklını kurcalıyor. Baştan gayet sıradan bir romantik komedi gibi başlayan film, kısa sure sonra insanı içine çekiveriyor bu yüzden, ve bittikten sonra bile uzun sure etkisinden kurtulamıyorsunuz. Scarlet Johansson zaten hem görsel, hem rol yeteneği olarak aşmış bir oyuncu. Woody Allen da onun bütün yeteneklerini sonuna kadar kullanmış, filmi neredeyse o taşımış. Dostoyevski’nin ruhunun bir hayalet gibi üzerimde dolaştığı bu dönemde çok iyi geldi bu filmi izlemek. Çok uzun zamandır sadece kitap okuyor, çok az film izliyordum. Sinema dünyasına iyi bir dönüş oldu.




Yeraltı - Zeki Demirkubuz




Chicago Türk Film Festivali’miz kapsamında Gene Siskel Film Center’da gösterilen bu karanlık ama zeka dolu film, Zeki Demirkubuz sinemasının yeni yönlere doğru gitmekte, kendini yenilemekte olduğunun bir kanıtı bence. Bu film de Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar’ından esinlenerek çekilmiş, daha yeni okumuş olduğum için kitabı, filmi izlemek çok daha anlamlı oldu. Film tam bir uyarlama değil bence, daha çok bir esinlenme sözkonusu. Çünkü kitapla birebir örtüşen bir kaç sahne olsa da, yönetmen kitabın yorumlamasını epeyi esnek bırakmış. Dostoyevski’nin Yeraltı Adamı’nı, günümüz Ankara’sına yerleştirmiş ama çoğu detay kendi yaratıcılığının ürünü. Çekimler ve sinematografi gerçekten çok başarılı. Karanlık ve yavaş bir film olmasına rağmen, insanı boğmuyor, bunaltmıyor. Dostoyevski’nin kitapta anlattığı o havayı, atmosferi de çok güzel veriyor film.  Engin Günaydın ise, enfes bir seçim olmuş ‘Yeraltı Adamı’ rolünde. Oyunculuğu artık iyice olgunluğa yaklaşmış, son derece doğal ve spontan. Yıldızının gittikçe daha çok parlayacağından eminim.

Çok sevdiğim yönetmenlerden olan Zeki Demirkubuz’un, filminin dünyanın öte yanında Chicago şehrinde bütün biletleri satılarak kapalı gişe oynadığını görmesini isterdim!






2 comments: