Saturday, December 14, 2013

Bir Aralık günü



Gece sabaha karşı başlayan kasılmalar, benim için çok büyük ve önemli bir olayın, deprem gibi beni sarsacak bir gücün yaklaşmakta olduğunu sezdiren sancılar. Bekleyiş ve endişe içinde, dakikaları sayarak, zamanı kaydederek geçen, zamanın bir ağda kıvamına gelip yavaşladığı, uzadığı, geçmek bilmediği bir kış günü. Hava buz gibi Chicago'da. Evde yatar pozisyonda bekliyorum.

Sonra karar anı. Toparlanıp yola koyulma. Yoğun bir kar fırtınası başlıyor, her yer kısa sürede bembeyaz oluyor, tipi halinde iniyor kar... Arabaya biniyoruz, iç gözüm açılmış, dış dünyaya kapanmış gibiyim. Kendi içime dönüp ruhumu dinliyorum. Oğlumun yaklaşan ayak seslerini duyuyorum. Kalp atışı gibi, ritmik. Hızla koşan atlar gibi. Dörtnala. Karşı konulamaz bir güç bedenimi sarsıyor, düzenli aralıklarla. Öylesine düzenli ki, saat gibi işleyen bedenime şaşırıyorum. Vücudum dizginleri eline almış, kendi bildiği yolda ilerliyor, bense şaşkın, bakakalıyorum. Geriye çekilip kontrolü elimden bırakıyor, sessizce izliyorum.

Hastaneye varış, kontroller, sonra bir ney gibi üflediğim, nefeslerle doldurup boşalttığım bedenim. Tolstoy'un Anna Karenina'daki anlatımıyla dakikaların saatlere, saatlerin ise dakikalara dönüştüğü o anlar. Ayakta durmuş, sallanıyorum, sanki hiç kimsenin duyamadığı, sadece kendim duyabildiğim bir müzikle danseder gibi. Sallanıp başımı onun göğsüne yaslıyorum. Yürüyorum, içimdeki sarsıntıyı devinime çevirmek istercesine.

Sonra, daha sonra..sayamadığım dakikaların sonunda bedenimi ortadan ikiye yararak başka bir alemden bu aleme geçen, dünyaya gelen, kucağıma gökten bir kar tanesi gibi düşen oğlum. Karlar prensim.. 4 gün sonra gelen doğumgünü hediyem, yumuşacığım, cennet kokulu, yumuk elli hazinem. Ablasının bir tanecik kardeşi, evimizin en miniciği. Gözlerim yaşlarla dolu, göğsümün üstüne konan bu sıcacık, yumuşacık varlığa hayran hayran bakıyorum. Tıpkı ablası gibi en büyük endişelerimle en büyük mutluluklarımın kaynağı olacak olan, hayatımızın tam ortasına konuveren, bu çok değerli, minik karlar prensine.

Hoşgeldin oğlum, dünyamıza. Sağlık, mutluluk ve huzurla dolsun ömrünün her anı.





4 comments:

  1. Ne kadar güzel anlatmışsın Esracım bu çok özel anı. Çok mutlu oldum sağlıkla kucağına aldığın için kar tanesini:) Allah analı babalı büyütsün, hayırlı olsun. Büyüyen ailenize mutluluklar diliyorum. Benimde iki çocuğum var Allaha şükür ve iyiki olmuşlar diyorum:)

    ReplyDelete
  2. Anonymous3:49 AM

    Çok güzel bir anlatım olmuş. Ellerinize yüreğinize sağlık. Karlar prensine sağlıklı, huzurlu, mutlu, başarılı bir yaşam diliyorum. Allah analı babalı büyütsün yavrularınızı.

    ReplyDelete
  3. Nuray9:33 AM

    Merhaba.Google aramalarım esnasında rastladım blogunuza.Öncelikle oğlunuza ve tüm ailenize Allah'tan hayırlı bir ömür dilerim..Blogunuzun ve kaleminizin çok ayrı bir havası var..Vakit buldukça okuyacağım..Yüreğinize sağlık

    ReplyDelete
  4. Tesekkur ederim guzel yorumlariniza.

    ReplyDelete