Thursday, September 11, 2014

Bi Küçük Eylül Meselesi


Kafamın çok yorgun olduğu ve derin, ağır bir filmi çekemeyecek durumda olduğum bir akşam öylesine izlediğim, sabun köpüğü gibi bir filmdi.. Ortasından itibaren sonunu direk tahmin ettim zaten, pek şaşırtıcı olmadı. Çekildiği mekanlar, Bozcaada'nın güzelliği, hoş sahneler ve Nil Karaibrahimgil'in yazdığı güzel şarkı için izlenebilir. Hoşça vakit geçirten, yormayan, hafif bir film. Ama bana herhangi bir duygu yoğunluğu yaşatmadı, hüzünlendiremedi bile maalesef :) Bir de başrolde oynayan şu kızı (Farah Zeynep Abdullah) hafif itici bulan bir ben miyim Allahaşkına? Kurt Seyit ve Şura'yı da neden hiç izleyemediğimin sebebini buldum sanırım. Bu kızda herhangi bir sıcaklık, yıldız ışığı yok. Beren Saat gibi sempatik ve duru bir güzelliği de yok. Neden bu kadar lanse ediliyor anlayamadım açıkçası..

Neyse, işte öylesine bir filmdi Bi Küçük Eylül Meselesi.. Bolca Hollywood sahnesi özentiliği, biraz güzel mekan çekimi, bir iki hoş şarkı.. :)

2 comments:

  1. Gecen hafta kafa bosaltmak icin izledim ben de, o kadar bos izlemisim ki sonunu tahmin etmeye bile usendim:) Ertesi gun ne izledigimi hatirlamadigim filmlerdendi. Basrol kizinin eksik yanini ben hala cozemedim. Kara kas goz eksikligine bagli anlamsiz bakislardir belki:) Bugun yorum birakma gunum, cok konusasim var, blog mu yazsam acaba..

    ReplyDelete
  2. Yaz yaz, soz ucar yazi kalir :)

    ReplyDelete