Saturday, May 19, 2007

Şafak



'Tanyerleri ışıdı, ışıyacaktı. Deniz sütlimandı, apaktı. Küreklerin şıpırtısından başka ses yoktu. Martılar daha uyanmamıştı. Gün doğmadan önceleri, dünya dümdüzken, deniz işte böyle sonsuz bir aklığa keser...'

Yaşar Kemal - Bir Ada Hikayesi - 1



Güneş doğmadan hemen önceki o sihirli anda neredeyse bir deniz kadar büyük gölün kenarında oturduk.. Yemyeşil çimenlerin üzerinde. Her yer sessiz, gölün doğu yanı utangaç bir çocuğun yanakları gibi kızarmaya başlamış, gölün diğer yanıysa film negatifleri gibi, koyu mavi ve gri renklerde.. Sanki iki taraf, birbirlerinden tamamen ayrı iki dünya olmuş. Şehrin gökdelenlerinin ışıkları henüz sönmemiş, bütün alem bir mucizeyi bekliyormuşçasına sessiz, beklentiyle yüklü. Her sabah yeniden tekrarlanan bir mucize bu, her seferinde farklı ve her seferinde daha da nefes kesici..

Gölün yüzeyi gerçekten de dümdüz ve ışıl ışıl.. O pembemsi ışık, tam önümüzde, kayaların ardında uzun bir yol çizmiş suyun üstünde kendine. Uzakta, ufuk çizgisinde eflatun bulutlar toplanmış. Ve bir umudun, bir sevincin, hiç bitmeyen bir neşenin temsilcisi gibi gelmesini bekliyoruz güneşin. Nefeslerimizi tuttuk, herşeyin gerçeküstü gibi geldiği o anda çaylarımızı yudumlayarak bu mucizenin sayılı bir kaç şahidinden biri olmanın keyfini çıkarıyoruz.

'Bakın, kuşlara ne oluyor öyle?'

Gerçekten de kuşlar delirmiş gibiler. 'Gece kuşu' denen cinsten, küçük ve siyah kuşlar, başımızın üstünde bir o yana, bir bu yana savuruyorlar kendilerini. Gerideki ağaçlara bakarken aramızdan biri küçük bir çığlık atıyor. Bir anda ufuk çizgisine baktığımızda altın suyuna batırılmış bir yuvarlağın tepesi gibi adeta gölün içinden çıkan güneşi görüyoruz birden. Yüzümüze bir gülümseme yayılıyor hemen, yaşam sevinciyle doluyor içimiz. Susuyoruz. Bu mucizeyi izliyoruz, kuşlar da şimdiki an güneşin doğma anı olduğundan böyle davranıyor olmalılar. Adeta güneşi selamlıyorlar.

Adeta gözle görünür bir hızla yukarıya doğru çıkan güneşi izliyoruz gözlerimiz yanana, yuvarlak parlaklığı beynimize işlenene kadar. Etrafımıza baharla donanmış ağaçlar, çiçekler, önümüzde uçsuz bucaksız su birikintisi, solumuzda şehir, altımızda toprak.. Hayatı hissediyoruz yüreğimizde. 'Hoşgeldin güneş' diyoruz, 'Hoşgeldin yeni gün, hoşgeldin hayat..'

Güneş doğdu.


No comments:

Post a Comment