Saturday, February 23, 2008

Eski fotoğraflara bakmak..




İnsanı geçmişiyle yüzleştiriyor eski fotoğraflara bakmak.. Biraz acı, biraz tatlı bir lezzet yerleşiyor dilimizin ucuna, yüreğimizin üstüne. Zamanın nasıl akıp geçtiği bir daha vuruluyor yüzümüze. Fotoğraflarda bize gülümseyen yüzler, acaba şimdi ne yapıyorlar? Hayatımızda bir zamanlar çok büyük önemi olan insanlar, belki de şimdi dünyanın öbür ucunda. Ya da bazıları belki yaşamıyor bile artık. Şu çeyrek asırlık ömrümde bile, benim bile içinde artık yaşamayan insanların yüzlerini taşıyan fotoğraflarım var artık albümlerimde. Çok acı gibi gelse de, insan bunun hayatın bir parçası olduğunu kabullenmek zorunda belki de bir yaştan sonra. Eskiden bize hiç dokunamayan acılar, ölümler, zorluklar, artık hayatımızın normal bir parçası haline geliyor. Çok uzun süre yadırgama lüksüne sahip olamıyoruz artık, hiç bir acıyı.. Büyümek, belki de bu demek. Acıları kabullenebilmek, onlarla birlikte yaşayabilmek. Ne kadar büyük bir acıyla karşılaşırsak karşılaşalım, nefes almayı sürdürmek, yaşamaya bir şekilde devam etmek.

Fotoğraf çekmeyi belki de bu yüzden bu kadar seviyorum. Dönüp de geriye baktığımda anıları fotoğraflar sayesinde en elle tutulur, en berrak şekilde tekrar yaşayabildiğim için. Sadece mutlulukları değil, acıları, hüzünleri, yalnızlıkları ve insana ait bütün duyguları fotoğraf karesinin içine yerleştirebildiğim için. Yaşamımdan bir anı zamanın sonsuzca akan ırmağından bir damla gibi ayırıp, koruyabildiğim, saklayabildiğim için.



No comments:

Post a Comment