Tuesday, March 9, 2010

Mızmız mız 2

Doktoranın ikinci kısmı, yani 'tez yazma süreci'nin en zor yanı:

Bu süreçte resmi olarak gitmeniz gereken bir ders ya da iş, bir patronunuz yoktur. İşte tam da bu yüzden danışmanınız, anneniz, babanız ve eşiniz dışında hiç kimse sizin projenizin aciliyetini anlayamaz ve ciddiye de almaz. Hemen yarına yetiştirmeniz gereken bir şey olmadığı için, arkadaşlarınız bir yere gidemediğiniz ya da onlarla sosyal aktivitelere katılmadığınız zaman size darılır ve/ya küser. Onlara göre, sizin 'işiniz gücünüz yok'tur. Ya da sizin işiniz 'çok kolay'dır ve çok fazla boş zamanınız vardır (!)

Halbuki doktoranızın mümkünse 10 sene sürmemesi ve mümkün olduğu kadar kısa sürede bitmesi için mütemadiyen bir şeyler okumanız ve yazmanız gerekmektedir. Bir şey okumadığınız ve yazmadığınız her an size vicdan azabı ve suçluluk duygusu olarak geri döner.

Buradan bütün doktora yapan arkadaşlarıma sesleniyorum: Bu insanlar bizi ne zaman ciddiye alacak? Mesai saatlerimizin bile bir sınırının olmadığı bu 'iş'te ne zamana kadar görünmez kalacağız? Hafife alınacağız?


5 comments:

  1. bence hic bir zaman :)) esimin `senin isin rahat stresin mi var ki` cumlesinden nefret ediyorum :)

    ReplyDelete
  2. Anonymous5:16 AM

    Hayatımın 6 yılı akademisyen olarak geçtigi icin sizi cok cok iyi anliyorum. Bende hep sunu duydum, ne kadar rahat bir isin var. Ahhh ahhh derdim disi sizi ici beni yakar :(((

    ReplyDelete
  3. Ben de seni cok iyi anliyorum. Biz Turkiye`ye gittigimizde hicbir zaman anlatamiyoruz burda yasadiklarimizi. Hele esimin abisi surekli kendisinin cok calistigini ve bizim isimizin daha rahat oldugunu zannediyor. Ailesi de oyle zannediyordu ama buraya gelip bizimle 5 ay kaldiktan sonra anladilar halimizi.
    Insanlar bir anlasalar aslinda mesaili bir is olmamasinin daha zor oldugunu. Cunku kendini surekli calismak zorunda hissediyorsun. Calismasan icin rahat etmiyor. Bir de yaptigin isten zevk aldigin icin baskasina da dert yanmak istemiyorsun.
    Ben soyle bir cozum buldum burdaki arkadaslar icin.Kendime surekli deadline koyuyorum. Konferans falan ne olursa. Sonra da deadline icin calismam lazim, cok az zamanim kaldi diyorum. Bu deadline olayi hem benim isime yariyor, motivasyon oluyor bir seyi zamaninda bitirmek icin, hem de bahanem oluyor.
    Kolay gelsin, sana da. Zor is bu doktora ama guzel. Insan sevmese gercekten cekilmez.

    ReplyDelete
  4. Merhaba Nilay,

    Ayni cumleyi esimden degil ama bir cok arkadasimdan duydum ve gercekten en cok sinirlendiren seylerden biri insani.

    Merhaba Kitap Kurdu,

    Aynen oyle canim, "disi sizi, ici beni yakar" cok guzel ozetlemissin.

    Merhaba Ilknur,

    Baska insanlara anlatmak cok zor zaten, en zoru yani. Isimi ben de cok seviyorum gercekten, dedigin gibi sevmeden yapilamayacak bir sey. Ama biliyorusn ki bizim meslek cok uzun sureler boyunca dikkatini dagitmadan konsantre olup okumayi ve yazmayi gerektiriyor. Araya bir sey girince de dagiliveriyorsun. Bunu insanlara anlatabilsek keske!

    Sevgiler,

    Moonie

    ReplyDelete
  5. Bu arada deadline onerin gercekten mantikli. Benim de arada sirada yaptigim bir sey. Hatta danismanima "bana lutfen deadline verin" diye rica ediyorum bazen.

    Onerin icin cok tesekkurler! :)

    ReplyDelete