Monday, June 25, 2012

Reading Lolita in Tehran


'Tahran'da Lolita'yı Okumak', çok büyük beklentilerle aldığım bir kitaptı. İsmini ve methini çok duymuştum. Ama kitap sandığım gibi çıkmadı, biraz hayalkırıklığına uğrattı beni. İran İslam Cumhuriyeti'nde yaşama dair çok daha fazla detay beklerken ben, çoğunlukla Batı Edebiyatı'nın klasikleri ve yazarları üzerinden yapılan edebiyat incelemeleri ağır basıyordu. Kitap, bana yazarı İngiliz Edebiyatı profesörü Azar Nafisi'nin kendi dünyasının dışında neler olduğuna dair çok da fazla bir fikir vermedi. Sanki biraz fazla 'akademik' düzeyde kalıyor kitap, o gerçekliğin dışına pek çıkamıyor. Gerçek yaşam kesiti olmaktan çok, yazarın kafasındaki İran'ı ve öğrencileriyle olan ilişkilerini, verdiği dersleri, akranlarıyla olan sohbetlerini okuyoruz. Ama kitabın baş kahramanları olan öğrencilerini çok derinden tanıyamıyoruz, karakter gelişimi pek yok ve bu öğrenciler bir isim olmaktan çok da öteye gidemiyor bizi, kişilik özelliklerini göremiyoruz.

Kitabı ister istemez daha önce okuduğum Marjane Satrapi'nin Persepolis adındaki çizgi romanıyla karşılaştırdım, ikisi de İran'da yaşayan kadınlar tarafından yazıldığı ve İran İslam Devrimi'ni anlattığı için. Bence Persepolis o yaşamı, o yaşamın hissettirdiklerini anlatmakta çok daha başarılıydı, 'grafik roman' kategorisinde olmasına rağmen. Bu kitap ise vasatın üzerinde olmasına rağmen beklentilerimi pek karşılayamadı.

No comments:

Post a Comment