Sunday, July 1, 2012

Dream within a dream



Çok fazla roman/kurgu okumaktan (ya da genelde çok okumaktan) olsa gerek, gerçeklik algım çok değişken. Bazen bir rüyanın içindeymiş gibi hissediyorum kendimi..

Mesela sabah kütüphaneye doğru yürürken, ağaçların yapraklarının yeşili daha bir canlı oluyor, yüzümü okşayan rüzgar daha bir serin, elimdeki kahvenin kokusu daha keskin.. Herşey bir rüya dokusu kazanıyor sanki. Kendimi bir merceğin içinden görüyor gibiyim, kendime ve hayatıma dışarıdan bakıyor gibi. Sanki gerçekliğin dışına çıkmış, oradan gerçekliğe bakıyor gibi.

'All that we see or seem
Is but a dream within a dream'

demişti Poe, ben de bazen kendimi rüya içinde rüya görüyor gibi hissediyorum.. Müziğin, kelimelerin, fotoğrafların, görüntülerin etkisi sarsıcı oluyor üzerimde, böyle anlarda. Çok güzel bir şarkı dinleyip ağlamaklı oluyorum mesela, ya da çok güzel bir roman okuyup sarsılınca düşüncelere dalıyorum.. Yazmak istiyorum bol bol, dünyanın beni nasıl sarhoş ettiğini kelimelerle anlatmak... Ya da anlatamamak..



No comments:

Post a Comment