Tuesday, November 12, 2013
Before Midnight - Richard Linklater
Ben bu ikiliyi çok seviyorum!! O kadar çok seviyorum ki, tamamlanması 20 yıldan fazla süren bir üçlemeyi takip edecek kadar, son filmi sabırsızlıkla bekleyecek kadar, romantik aşka inanacak, onları uzaktan da olsa takip edecek kadar.. Before Sunrise'da beni çok mutlu eden bu güzel, pembe, uçucu, mis kokulu 'aşk', Before Sunset'te bekledikçe güzelleşen şarap gibi çok daha harika, enfes bir hal almıştı. Araya yıllar girmesi Jesse ve Celine'in aşklarını daha değerli, daha sihirli yapmış, Paris'in o büyülü havası ise filme ayrı bir tat katmıştı. Benim seride en sevdiğim filmin Before Sunset olması gerçeği hala değişmedi. Hele o enfes sonu.. Daha romantik, daha içten, daha duygu yüklü bir sahne hatırlamıyorum izlediğim benzer filmler arasında.
Before Midnight'ta ise gerek bunca beklemenin getirdiği, gerekse serinin ilk iki filminin eşsiz güzelliğinden kaynaklanan çok büyük beklentiler içindeydim. Ama maalesef büyük bir hayalkırıklığına uğradım. Tanıdığım, sevdiğim karakterler gitmiş, yerine 40lı yaşlarında sürekli birbirleriyle çekişen, çatışan, yıllar yılı içlerinde biriktirdikleri tüm kızgınlıkları saklamış ve acı pişmanlıklarla dolu iki kişi gelmiş. Özellikle Celine, o hayata meraklı, kocaman gözlerle bakan, peri gibi uçucu, mutluluk dolu kız gitmiş, yerine sürekli şikayet eedip eleştiren, sürekli karşısındakini suçlayan, korkunç bir kadın gelmiş! Bir insan bu kadar çok değişebilir mi 10 yılda? Bana çok gerçekçi gelmedi. Sanki eski Celine'in yüzünü ve tavırlarını biraz olsun, arada da olsa görebilseydik, film daha gerçekçi, daha katlanılır olurdu gibi geliyor.
Bütün film, sürekli bir tartışma ve didişme şeklinde geçiyor diyebilirim. İlişkilerin gerçekçiliğini gözler önüne sermek uğruna bence Linklater filmi izlenilebilir yapan hoşlukların tümünden birden vazgeçmiş, ve çok da güzel bir sonucu olmamış bunun. Hayat bir gül bahçesi değil ama arada elle tutulabilir mutluluk anları da var. Bunları daha başarılı gösterebilirdi diye düşünüyorum.
Ayrıca eklemeden geçemeyeceğim: Film Yunanistan'da geçiyor ve çekildiği yerler o kadar güzel ki, Yunan Turizm Bakanlığı'ndan yüklüce bir miktar destek almış olduğunu düşündük :) Özellikle de bir sahnesinde Türkleri (elbette ki) yeren, aşağılayan replikleri duyunca!
Üçleme bitti ama beni mutlu edemedi maalesef..Yine de ilk iki film için, özellikle Before Sunset için teşekkürler Linklater!!
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment