Friday, April 3, 2015

Elveda Kayahan...




Bugünlerde bir hüzünlüyüm zaten, Türkiye'deki olaylardan mıdır, kendi hayatımda bir ara dönemden geçiyor olmaktan mıdır nedir, ruh halim sürekli gitgelli, sürekli tedirgin.. Bugün de bu haberi alınca çok acıdı içim.. Çocukluğumun bütün büyük parçaları kocaman bir duvarın sıvaları gibi teker teker dökülüyor demiştim ya.. Kayahan'ın bende yeri ayrıdır. Öylesine çok anım var ki onun şarkılarıyla.. Ortaokulda soğuk kış günü akşamları kasetini koyup dinlediğimiz 'Odalarda Işıksızım' albümü.. Annem, babam ve kardeşimle Antalya'ya, Kemer'e giderken arabayla, sabaha kadar aynı şarkıları dinlerdik o kasetten.. Kardeşimle Antalya'da Bey Dağları'nın yanından geçerken gün ışımaya, tanyeri ağarmaya başladığında 'Sabahlar Uzak' şarkısını hüzünle dinlediğimizi, Kayahan'ın o dağlarda gitarıyla şarkı söylediğini hayal ettiğimizi hatırlarım. Öyle garip, duygusal çocuklardık işte biz de..

İçimize işleyen 'Yemin Ettim' şarkısını, canım babamla ortaokuldayken gittiğim bir şiir okuma yarışmasında, sahnede üşümekten içim titreyerek okumuştum. 'Asırlardır yalnızım, pişmanım alınyazım'...İnsanın içini dağlayan şarkıların başında gelir.

Sonra ilkbaharda tatile gittiğimiz Uludağ'da babamla telesiyeje binerken biz, ve ben havada uçtuğumu hayal ederken, yanından geçtiğimiz her bir direkten yine Kayahan'ın sesi geliyordu.. 'Bir aslan miyav dedi, minik fare kükredi' diye neşeyle söylüyordu Kayahan'ın sesi.. Çok mutlu olmuştum. O sihirli mutluluk anlarındandı. Hayatımda ilk defa havada uçuyor gibiydim ve buna Kayahan'ın sesi eşlik ediyordu.

Yıllar sonra kendi kızım olduğunda 'E bebeğim e' şarkısını dinlerken neler hissettiğini, ne demek istediğini anladım Kayahan'ın.. Gözlerimden bir kaç damla yaş aktı.

2 sene önce bugün de sevgili hocam Faruk Mustafa'yı kaybetmiştik aniden, o da Kayahan'ın bizden ayrıldığı yaştan bir kaç yaş büyüktü sadece.. Nisan ayı, neden böyle zalim olmak zorunda?

Ve bir Nisan yağmuru gibi bastıran, bütün ruhumu saran, melankoli...



No comments:

Post a Comment