Tuesday, August 22, 2006

Diyet kola ve Anna Karenina




Sıcak, çok sıcak, daha da sıcak olacak... diyen şarkı geldi aklıma. Sıcak insanı ezecek kadar bunaltıcı bu günlerde. Bu havada serin serin esen rüzgarın uçuşan tül perdeleri dansettirmesini izleyerek oturmak, derin nefesler alıp vermek pek güzel. HEr şeyin basite indirgenip bir uyku, bir rehavet haline geçmesi, rahatlık içinde uyuşmak ve hareketsizlikte kaybolmak çok güzel.

Her ne kadar gazlı hiç bir içeceği uzun süreden beri içmiyor olsam da canım inanılmaz derecede Diet Coke with Lime denen o güzel, yeşil limon tadındaki buz gibi şeyden istiyor şu anda.

Annemin 31 sene önce dayısından hediye almış olduğu, ciltli ve eski kitapların o güzelim kokusuyla beni büyüleyen "Anna Karenina"yı okuyorum. Bir hikayesi olan ve "yaşanmışlık" kokan kitapları çok seviyorum. Kitabın ön sayfasında annemin dayısının elyazısıyla ona yazmış olduğu bir kaç kelime var. İnsan, kendisi doğmadan çok önce yazılmış bir yazıya bakarken, onun adeta farklı bir dünyadan geldiği hissine kapılıyor. Sanki biz doğmadan önce hiç bir şey yoktu ve biz gittikten sonra da varolmayacak gibi geliyor insana, belki de bencilliğimizdendir kimbilir?

Okudukça Tolstoy'un dehasına ve insan ruhunu nasıl yakından ve doğru gözlemlemiş olduğuna şaşırıyor, ona bir kez daha hayran kalıyorum. Benzetmeler ve gözlemler inanılmaz. Karakterlerin gerçekçiliği inanılmaz.

3-4 kelimeden oluşan Rus isimlerini özlemişim. Stepan Arkadyeviç Oblonski... Böyle bir isme sahip olan bir insan daha kendini tanıtırken yücelir bence. Bunun gibi bir isme sahip olmak isterdim mesela: Kontes Darya Aleksandrovna. Yanlış yüzyılda mı doğmuşum ben acaba?

Kendimi ve beynimi rahat bırakıp, bir yerlere koşmaya çalışmadan, bir şeyleri yetiştirmeye çalıştırmadan oturup kendim olabilmeyi, kendimi dinleyebilmeyi ve bir dehanın yarattığı satırlarda kaybolabilmeyi özlemişim. Kendim için okumayı özlemişim.

Tül perdeleri havalandıran rüzgar serinletmeye devam ediyor ruhumu. Buz gibi su, bardağın dışında bir buğu oluşturmuş. Tolstoy'un o sihirli dünyasına dalıyorum tekrar.

No comments:

Post a Comment