Sunday, April 1, 2007

Hoşgeldin Nisan



'April is the cruellest month, breeding
Lilacs out of the dead land, mixing
Memory and desire, stirring
Dull roots with spring rain.'

T.S. Eliot

Hoşgeldin Nisan.. Gözleri yıldızlar gibi parlayan, beyaz elbiseli, bir meltem gibi hafif ve uçucu, yüzümüze çarpan yağmur damlaları gibi ferahlatıcı, ayağımızın altındaki yemyeşil çimenler gibi yumuşacık, içimizi ve yüreğimizi ısıtan güzel Nisan..

T.S. Eliot, ünlü 'The Waste Land' şiirine başlarken, 'Nisan, ayların en zalimidir.' demiş. Öyle mi gerçekten acaba? Nisan, gerçekten de biraz zalimdir aslında. Yüreğimizin içine kıpırtılar getirir birden, uyandırır bizi, canlandırır. Sebebini anlayamadığımız bir şekilde yerimizde duramaz oluruz. Ruhumuzda bir hareketlilik, bir huzursuzluk başgösterir, kendimizi dışarıya, mavi gökyüzünün altına atma isteği içimizde engelleyemediğimiz ısrarcı bir ses oluverir. Hangi işi yapıyor olursak olalım, hangi okula gidiyorsak gidelim o anda yaptığımız şey her neyse, onu bırakıp uzaklara gitme isteği geçer içimizden. Bu yüzden tehlikelidir Nisan çok, Orhan Veli'nin şair ruhunu etkilemiş olduğu şu dizelerden belli değil mi?

'Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada âşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.'


İşte böyle zalimdir Nisan, kendimizi, sorumluluklarımızı, yaşamımızda monoton olan herşeyi unutturur bize. 'Herşey çok güzel olacak' deriz sabah kalkıp ılık güneşle karşılarken günü. Yüzümüze bir gülümseme getirir Nisan, sebebini bile bilmediğimiz. Mavi gökyüzünün altında daha bir derin alırız nefeslerimizi, canlanan doğanın ritmine uyarak. İçimize bir sevinç getirir Nisan, hiç gitmesini istemediğimiz.


Hoşgeldin Nisan. Ne kadar zalim olsan da senin ellerine seve seve teslim oluruz biz. Bembeyaz bulutlarınla, insanın kanına giren güzel çiçek kokularınla, ılık meltemlerinle, masmavi gökyüzünle, yağmurdan sonra havaya karışan mis gibi toprak kokunla, rengarenk kelebeklerin ve kuşlarınla gel, baştan çıkar bizi. Saçları çiçekli Nisan, hoşgeldin..







Resim: Le verger - Camille Pissarro
Kaynak: http://www.artchive.com

6 comments:

  1. Nisan hosgeldi de ben hala ocak subat mart nereye gitti onu merak ediyorum. Sozum ona subat en kisa aydi, mart ondan cabuk gecti.

    ReplyDelete
  2. Valla orasini hic kurcalamamak lazim, ben ne zaman 2007'ye girdik ve ne zaman 3 ay gecti onu bile anlayamadim zaten :)

    ReplyDelete
  3. Hah! Ikimiz de guzel kandık Moonshine. bakiniz ayin 5 i ve kar yagiyor. Ucundan acip gosterip kacmak buna denir.

    ReplyDelete
  4. Ya evet sorma Burcu, su anda hissedilen sicakliga -5 diyo yahoo weather. Nisan yazisi yazdim kar yagdi:( Inanamiyorumm

    ReplyDelete
  5. Sizi birde Kanada'ya davet edeyim. O zaman anlarsiniz soguk ne demek ahhaha. Disardan eve geldigimizde popomuzu dahi hissetmiyoruz:)

    ReplyDelete
  6. Hmm evet sanirim soguk da cok goreceli bir sey:)

    ReplyDelete