Tuesday, March 11, 2008

Uzak - Nuri Bilge Ceylan


Karlar altında, siyah-beyaz İstanbul.. Önde tek başına duran bir karaltı, sırtına hayatın yorgunluğu binmiş, düşünceli bir adam.. Şehre büyük hayallerle dolu ışıltılı gözbebekleriyle gelen akrabası. Hayallerin ve umutların bir bir yokolması. İşsizlik sıkıntısı, tuhaf sessizlikler, hayata dair ayrıntılar. Gerçek hayatlardan, gerçek bir kesit Uzak filmi. Herkesin başına gelebilecek, gayet alelalede, sıradan, normal olayların şiirsel anlatımı. Gerçek hayat da böyle değil midir zaten? Gerçek hayatta hiç bir zaman Hollywood filmlerindeki gibi ölümsüz aşklara, büyük maceralara, azılı katillere, devasa hayatlara rastlamadım ben. İnsanların gerçek hayatları, Uzak filminde anlatıldığı gibi geçer. Sakin, sessiz, nadiren neşeli ama çoğu zaman kırık ve buruk..

Sessiz ve düşünceli bir adam, güzel İstanbul'a bakıp, yavaşça sigarasından bir nefes daha çeker. Uzakta martı sesleri, köpek havlamaları, dalga sesleri, kış rüzgarının uğultusu birbirine karışırken, yukarıda, yarı saydam bir bulut perdesinin ardında kış güneşi, hüzünle izler herşeyi..

Uzaktır herşey, sevdiği kadın, istediği iş, amaçladığı hayat.. Hepsi, elinin uzandığı yerin biraz ötesinde, göz kırpar ona. Şehrin kalabalıkları bile yabancıdır, şehir bile uzak..

Böylesine güzel, böylesine şiir gibi bir film yaptığı için Nuri Bilge Ceylan'a çok teşekkürler..

No comments:

Post a Comment