Sunday, April 20, 2008
Takva - Özer Kızıltan
2006 yapımı 'Takva' filmini blog arkadaşım Nurvenur'un önerisiden sonra bizim okulun kütüphanesinden alıp izledim. Zaten son zamanlarda sürekli Türk filmleri izliyorum, ve çoğunu da çok başarılı buluyorum.
Takva'yı genel olarak beğendim. Filmle ilgili öne çıkan ilk şey Erkan Can'ın tek kelimeyle mükemmel oyunculuğu. Filmi neredeyse tek başına çok güzel götürmüş. Zaten Erkan Can'ı çok kısa bir rolle de olsa Yazı-Tura'da da izleyip oyunculuğunu çok beğenmiştim. Seneler seneler önce Mahallenin Muhtarları'nda Temel'i oynayan kişiyle aynı insan olduğuna inanmak zor gerçekten!
Bir de filmde gerçekten çok beğendiğim bir başka özellik de ayrıntılara gerçekten çok dikkat gösterilmesi oldu. Erkan Can'ın oynadığı Muharrem karakterinin yaşamı, özellikle filmin başında izleyiciye çok güzel aktarılıyor. Evindeki detaylar, kullandığı eski tencereler, yatağı, eski radyosu, kısacası yaşamının her yönü inanılmaz gerçekçi geldi bana. Muharrem'in yaşadığı hayat mümkün olduğu kadar sade, ve adeta geçmiş yüzyıllarda kalmış bir hayat. Detaylara gösterilen özen sayesinde kendimi adeta olayların içinde hissettim.
Filmde tek beğenmediğim şey sonu oldu. Filmin ilk yarısında Muharrem'in iç yolculuğu, tekkeye girişi, daha sonra kendisiyle olan iç hesaplaşmaları, yavaş yavaş çelişki ve tereddütlerle sarılması çok güzel anlatılmış. Yalnız filmin sonuna doğru sanki herşey alelacele bağlanıp oldu bittiye getirilmiş. Bence biraz daha açıklayıcı ve tatmin edici bir son olabilirdi.
Sonunun biraz ani bitmesine rağmen yine de genelde çok başarılı bir film Takva. Kendimi tekrarlıyor gibi olacağım ama gerçekten Türk sineması'nın geldiği noktayla gurur duyuyorum. Son olarak filmden sevdiğim bir alıntı ile bitireyim bu yazımı:
'Belki de şeytan dediğimiz bizzat kendimiziz....'
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
Sevindim filmi sevmis olmana. Haklisin sonu bana da cok tatmin edici degildi. Ama yine genel konus orgusu guzeldi. Ben en cok Muharrem'in kendi icindeki sorgulari ve karsilastigi cikmazlarin yansitilmasini sevmistim sanirim.
ReplyDeleteBir de zikir goruntulerinde Guven Kirac da cok basariliydi.
filmin sonu hakkında dediklerine yerden göge kadar katiliyorum, ayni seyi düsünmüstüm, sonu cok amatörce baglanmış, beni en cok etkileyen ve filmin kilit noktası, teması olduğunu düsündügüm halvet sahnesinde kapıda yazan yazı olmuştu:
ReplyDeleteYalnizdim
Seni düşündüm,
Seni düşündüm,
Yalnizim.
Nurvenur,
ReplyDeleteEvet Guven Kirac da cok sevdigim bir diger oyuncudur. Dedigin gibi benim de en cok sevdigim yerler Muharrem'in ic catismalarinin anlatildigi bolumlerdi.
Burak,
Evet biraz aceleye getirilmis gibi sonu bence de. Ama bu alinti da gercekten cok etkileyici.