Saturday, June 14, 2008

Senin için...


Benim canım babam,

Şefkat ve sevgi doludur. 26 yaşına gelen kızını hala şımartır, saçlarını okşar, karşıdan karşıya geçerken elinden tutar, 'prensesim, papatyam' diye çağırır, güzel çiçekler alır.. Sevgisini hiç bir zaman çocuklarından esirgemez.

Kibar ve beyefendidir. Tam bir öğretmendir. En sıradan ev gezmesine bile takım elbiseyle, tertemiz ve şık gider.

İnsanlara saygı gösterir. İki kere düşünür, bir kere konuşur. Hiç kimseyi kırabilecek, incitebilecek, patavatsız sözler etmez. Asla kabalaşmaz. Konuştuğu zaman tane tane, çok güzel bir Türkçeyle konuşur. Konuşmasını dinlemek bir zevktir.

Şefkat ve merhamet doludur. Gerçek bir 'insan'dır benim babam. Anneannemi ve dedemi kendi annesi ve babasıymış gibi sever ve sayar. Hastalıklarında, zor durumlarda herkesten önce o koşar. Hiç bir yardımdan gocunmaz, erinmez. Çocuklarının her işine de, bu yaşta bile koşar.

Edebiyat ve Türk dilini çok sever. Bu sevgisini kızına da aşılamıştır :)

Disiplinli, ama aynı zamanda da sosyaldir. Şiir okumayı, münazaralar düzenlemeyi, törenler sunmayı, kızıyla gündem konularından bahsetmeyi çok sever.

Benim babam, gurur duyduğum, çok sevdiğim, kendime örnek aldığım, burnumda tüten, canım babam..

Az kaldı kavuşmamıza, sarılıp sana, başımı göğsüne yaslayacağım. Saçlarımı okşarken sen, mutlulukla gülümseyeceğim.

Gelin olup gittiğimi görürken belki gözlerin dolacak.

Ama bil ki, prensesinin yüreğinde babasının yerini asla, hiç kimse alamayacak.

No comments:

Post a Comment