Sunday, October 19, 2008

Kurabiye



Kurabiye'yi güzel bir Ağustos gecesi çıktığımız yürüyüşten dönüşte apartman kapısının önünde bulduk. Yavru olduğu, çok küçük ve şaşkın göründüğü için sokakta bırakmaya gönlümüz elvermedi, sahibi bulununcaya kadar eve alalım dedik. Boynunda bir tasma olmasına rağmen herhangi bir isim, telefon numarası ya da başka bir bilgi yoktu üzerinde. Uzun süren aramalarımıza, taramalarımıza, internete verdiğimiz ilanlara rağmen bir hafta geçmesine rağmen sahibi bulunamadı. O kadar tatlıydı ki onu bir hayvan barınağına bırakmaya da kıyamadık. En sonunda zaten yavru kedi almak isteyen iki arkadaşımıza verdik ve ona sıcak bir yuva bulmuş olduk. Onlar da bizim koyduğumuz Türkçe ismi (Kurabiye) değiştirmeyi kesinlikle istemediler ve Kurabiye yeni evinde mutlu mesut yaşamaya koyuldu :)

Bu haftasonu arkadaşlarımız şehir dışına çıktıkları için Kurabiye yine 3 günlüğüne bizdeydi. O kadar komik ve tatlı bir kedi ki, çektiğim bir kaç fotoğrafını buraya koymak istedim. Kedicikler gerçekten de insanın negatif elektriğini ve stresini alıyor ve insanı rahatlatıyorlar.

Kurabiye Hanım'ın komiklikleri:

- Gittiğim her yere peşimden gelmesi, banyoya bile gitsem kapalı kapının altından patilerini sokarak oraya da girmek istemesi!

- Dersten geldiğimde kapıdan daha girerken anahtar sesini duyup kapıya koşması, ben içeri girer girmez kendini sırtüstü yere atıp, patilerini havaya kaldırıp 'Sev beni' der gibi mırlaması! (Açıkçası bu hareketi başka hiç bir kedide görmedim, görseniz sanırsınız ki bu hayvan kedi değil de bir köpek!)

- Koltukta kitap okurken yanımda kıvrılıp yatması ve elimle arada sırada sevdiğimde dizel motoru gibi 'gurrr'laması :)

- Evin içinde gecenin bir köründe durup dururken bir anda saatte 70 kilometre hızla koşmaya başlaması, sağa sola vınlaması.

- Penceremizdeki jaluzinin ipleriyle oynarken ulaşamayacağını bile bile aynı noktaya 700 kere zıp zıp zıplaması.

- Kendi görüntüsünü aynada görüp onu başka bir kedi sanması ve kendini tehlikede hissedip kuyruğunun bir anda kocaman kabarması. Sonra aynaya koşup pat diye cama çarpıp şapşal şapşal dolanması etrafta :)


Bütün bu halleri bizi gülmekten yerlere yatırıyor Kurabiye Hanım'ın. Bir kaç tane daha pozu da burada:


Uyurken..


Pencereden sokağı izlerken..


Ders çalışmamı protesto etmek için okuduğum kağıtların üzerine iyice yerleşmişken!


Ve yine uyurken! (Hiç böyle uyuyan kedi gördünüz mü?:)


No comments:

Post a Comment