Thursday, October 2, 2008

58 basamaklı merdiven



Zaman durdu..
Zaman durdu, geçmişe bir koridor açıldı, yaşamın ortasında.
O koridordan içeri baktım.

Küçücük çocuklarken koşarak tırmanırdık o beton merdivenleri.
Küçücük olduğumuzdan mıdır acaba, bize ne kadar uzun gelirdi.
Hiç bitmeyecekmiş gibi. Sonsuza dek yukarı doğru uzayacakmış gibi.
Merdivenlerin tepesinde küçük evinin, küçük bahçenin olduğunu, senin orada bizleri beklediğini bilerek.
Sevinçle, zıplayarak çıkardık o merdivenleri.
İçimizde çocuksu şarkılarla.
Annemin elinden tutarak bazen.
Bazen anneannemin.
Ve bir kere sırf meraktan kaç tane basamak var diye saydık.
Teker teker, sabırla saydık.
58 tane basamak..
58 tane basamağın ucunda senin küçük, mütevazi evin.

En son, bir iki sene önce, hatırlıyorum.
Hatırlıyorum seni en son gördüğüm anı.
Yine aynı hızla merdivenleri çıktık.
Tek başına oturmuş, televizyon izliyordun. Televizyonun sesi neredeyse sonuna kadar açık.
Kendi küçük dünyasında, mutlu ve huzurlu, ana haber bültenini izleyen yaşlı bir adamdın. Açık pencerenin sallanan tülleri arasından gördüm. Gördüm ve pencerenin dışından gülümsedim sana. Görmedin.

Şimdi zaman durdu.
O 58 basamaklı merdiveni çıkmanın hiç bir anlamı yok artık.
Ucunda sen yoksun artık.

Rüzgar eser, mevsimler geçer, şehrin karmaşası içinde arabalar, insanlar, ışıklar, sesler birbirine girer.

Şehrin küçük bir tepesinde, küçücük bir evde, o yaşlı adam yoktur artık.
Kim farkeder?

No comments:

Post a Comment