Thursday, December 11, 2008

Cenneti Beklerken


Daha önce hiç Derviş Zaim filmi izlememiştim. Cenneti Beklerken 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda geçen bir macera. Bir nakkaş ustasının maceralarını anlattığı için ve minyatür ağırlıklı teması dolayısıyla aklıma hep 'Benim Adım Kırmızı' geldi izlerken. Görüntüler, müzik ve Anadolu sahnelerinde yapılan çekimler gerçekten güzel olmuş. Minyatür ve gerçek arasındaki geçişler, rüya-gerçek metaforları ve sinematografi de gayet başarılı.

Yönetmenin emeğine ve o tarihi dönemi yansıtmak için gösterdiği özene saygı duydum. Ancak nedense kurgu ve senaryodan dolayı film beni çok içine çekemedi. Filmin anlatmak istediği hikayeyi, vermek istediği dersi çok iyi anlayamadım. Açıkçası bazı yerlerde fazla kopukluk var gibi geldi bana. Oyunculuklara da diyecek sözüm yok, ancak biraz televizyonda Türk dizisi izler gibi de hissetmedim değil kendimi. Kısacası tam manasıyla o döneme götüremedi beni yönetmen. Kendimi bazı sahnelerde sıkılıyor bile buldum (ki hiç kolay kolay filmlerde sıkılan biri değilimdir, en yavaş ve ağır, sanatsal filmleri izlerken bile)

Derviş Zaim'im diğer filmleri olan Tabutta Rövaşata ve Filler ve Çimen'i de çok merak ediyorum. Onları bir an önce izleyip bu filmle kıyaslamak istiyorum.

Bu aralar Türk Sineması günleri yapıyoruz evde. O yüzden blog'umda bir çok (yeni ve eski) Türk filmiyle ilgili yazacağım önümüzdeki haftalarda.

Bol sinemalı günler!


No comments:

Post a Comment