Thursday, August 20, 2009
Coraline
Enfes bir masal, nasıl büyüleyici bir dünya.. Ama kesinlikle çocuk filmi değil! Çoğu yerinde epeyi ürkütücü ve karanlık, tüyler ürpertici. Zaten yönetmenin Henry Selick olduğunu görünce en az Nightmare Before Christmas kadar keyif alacağımı hissediyordum. O filmden bu yana teknolojinin geldiği nokta inanılası gibi değil. Yaratılan dünyalar, o harika renkler, dokular, kumaşlar, hayalgücü ürünü bütün her şey.. Kendimden geçtim keyiften izlerken! Resmen ağzım açık kaldı. Filmi izledikten sonra Neil Gaiman'ın aynı isimdeki kitabını da okumak istedim hemen.
Bir kapıdan geçip kendini bambaşka bir dünyada buluyor Coraline. Minik kapı ve 'öteki dünya'ya geçiş tüneli, bana Pan'ın Labirenti'ni hatırlattı. Ve tabii ki Kara Kule'yi. Bir kapı açıp bambaşka bir dünyaya geçme fikri, ne kadar büyüleyici bir olgudur. Nedir kapılarla ilgili bu kadar hayranlık verici olan şey? Çoğu sanatçıyı etkileyen bu kavram. Aldous Huxley'nin 'Doors of Perception' kitabından hareketle Jim Morrison'a 'Doors' (Kapılar) isimli bir grup kurduran, Thomas Wolfe'un 'Look Homeward, Angel' romanına 'Bir taş, bir gül, bulunmamış bir kapı'...sözleriyle başlatan saplantı. Kapılar..Çok ilginçler gerçekten.
Ayrıca başka hangi filmde, içinden pamuk şekeri atan bir savaş topu vardır? Ya da gözlerine düğmeler dikilmiş çocuklar, anne-babalar?
Dünyaya bir çocuğun gözünden bakabilen bütün yönetmenlere hayranım!
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
Merhaba blogunuzu çoook sevdim. Sevmekten de ote iyi film ve iyi kitap onerileriyle kesinlikle benim icin yararli. Ve tüm arsivi okuyorum. Bu film ile ilgili yazinizi gorunce yorum yapmadan gecemedim. Bu film kesinlikle benim izledigim animasyon filmleri siralamasinda ilk siralarda. Ciddi ciddi gerildigim bazi anlar oldu. Bu arada coralin bebeklerine oyuncakcilarda bilmem rast geldiniz mi? Gozleri dugmeli dikili cesit cesit oyuncaklar... ve sanirim benim kizima almayacagim sayili bebeklerden biri:) sevgiler. Duygu
ReplyDelete