Alice in Wonderland - Tim Burton
Alis Harikalar Diyarı'nda, ilk defa ortaokulda İngilizce dersinde okuduğum ve aşık olduğum bir kitap. Fantasik edebiyatın çıkış noktası diyebiliriz herhalde onun için! Lewis Carroll'ın hayalgücüne nasıl hayran kaldığımı ve kitaptaki çoğu sahnenin gözümde inanılmaz bir gerçekçilikle canlandığını hatırlıyorum. Kitapta en çok sevdiğim sahne, Deli Şapkacı ile Mart tavşanı'nın çay sofrası sahnesiydi.
En çok sevdiğim karakter ise Cheshire kedisiydi (hala da öyle) Düşünsenize, gülümseyen, gülümsedikçe kaybolan, havada asılı bir gülümsemesi kalan bir kedi!
Tim Burton'ın filmi, bizi biraz olsun çocukluğumuzun o enfes hayal dünyasına götürmeyi başarıyor. Cheshire kedisi yine inanılmaz! Johnny Depp de zaten hafif çatlak rolleri çok iyi kotarıyor, bunu sabıkasından biliyoruz (Edward Scissorhands, Willy Wonka, Jack Sparrow....vb) Ama bu iki karakter dışında film, genel olarak bilgisayar efektlerinden oluştuğu için eski Tim Burton filmlerinin tadını kesinlikle alamadım bu filmden. Hani o insanın hayalgücünü genişleten, dahice yazılmış replikleriyle güldüren klasik Burton karakterleri yoktu bu filmde. (Nightmare before Christmas'taki Oogie Boogie man gibi, ya da Big Fishteki Cadı gibi)
Filmin sonunda da bir ders verme, bir olanları açıklama ihtiyacı... Tim Burton'a Hollywood bulaşmış sanki biraz..Yoksa bana mı öyle geldi?
Ponyo - Hayao Miyazaki
Bu kısa boylu, güler yüzlü Japon adamın filmleri beni nasıl bu kadar mutlu ediyor, birisi bana söyleyebiilir mi acaba? :)
Kendimi hüzünlü / yorgun / bıkkın hissettiğim zamanlarda Miyazaki filmi izlemek, damardan mutluluk enjekte etmek gibi kendime.. Ne kadar içten, şirin, güzel filmler yapıyor bu adam..
Küçük kırmızı bir balık iken bir kız çocuğu olma hayali kuran Ponyo'nun öyküsü bu güzel masal.. Deniz ve denizaltı yaşamına bu filminde büyük bir ağırlık vermiş Miyazaki. Denizin içindeki yaşayan bütün canlıları o kadar renkli ve güzel betimlemiş ki, hayran kalmamak elde değil.. Ve tabii ki yine çevreci mesajlar vermeyi, insanoğlunun doğayı nasıl katlettiğini bize hatırlatmayı da unutmamış Miyazaki usta.
Çok keyifli ve huzurlu bir akşam geçirmek isteyen herkese tavsiye ederim.
İyi ki bize böyle masallar anlatan birileri var.. Gerçek hayatın karmaşasından ve yorgunluğundan 2 saatliğine de olsa kaçabilmek ne kadar güzel.
Tim Burton karanlık filmlere geri dönsün en iyisi :)
ReplyDeleteEvet Sera, katiliyorum kesinlikle!
ReplyDeleteM