Monday, May 17, 2010

Bir konferansın ardından



Daha önce bahsettiğim gibi, bu sene bölümümüzün her yıl düzenlediği, bu alanda en prestijli olaylardan biri kabul edilen 'Middle East History and Theory Conference' (Orta Doğu Tarihi ve Teorisi) konferansını düzenleyen 2 kişiden biri bendim. Bu sene konferansımızın 25. senesi olduğu için, bütün sene boyunca herşeyin mükemmel olması ve bunun uzun süre unutulmayacak bir konferans olması için uğraştık. Dünyanın her yerinden öğrencilerle, hocalarla, akademisyenlerle yazıştık, makalelerini okuyup seçtik, düzenledik, onlara kalacak yerler bulduk, panellerin programlarını hazırladık, programı internet sitesinde sürekli güncelledik, programları ve posterleri hem tasarlayıp hem basarak kampüsün her yerine astık, sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve akşam yemeği dahil olmak üzere iki günün bütün ayrıntılarını 'catering'cilerle ayarladık, odaların kiralanması için formlar doldurduk, masa örtüleri kiraladık. ...vesaire... .vesaire.. ve daha onlarca farklı detay..

Kısacası bu konferansın her detayıyla biz ilgilendik, odaların hazırlanmasından tutun da akşam her şeyin toplanmasına kadar.

Geçtiğimiz hafta ve haftasonu boyunca sürekli koşturdum, gecede 5 saat kadar ancak uyuyabildim, gündüz oradan oraya koşarak her şeyin mükemmel olduğundan emin olmam gerekti. Bize yardım etmek için gönüllü olan arkadaşlarımızı koordine ettim, her şeyin düzgün gidiyor olduğundan emin olmak için çıkan krizlere son dakika çözümleri buldum, insanların kaprisleriyle uğraştım, ABD'nin ve dünyanın başka ülkelerinden (Türkiye dahil) sunum için gelen öğrenci ve profesörlere bizim üniversitemizde kendilerini evlerinde gibi hissetmeleri için elimden geleni yaptım.

Çok şükür her şey o kadar yolunda ve mükemmel işledi ki, iki günün sonunda herkes sürekli ne kadar memnun olduğunu belirtti bize. Hem öğrenciler, hem profesörler çok mutluydular. Kendi üniversitemdeki hocalarımın yüzündeki gülümseme, sürekli ne kadar iyi bir iş çıkarttığımızı söylemeleri, ve herşeyden önemlisi bunun 'gördükleri en başarılı MEHAT Konferansı' olduğunu sürekli tekrarlamaları, benim için bütün o yorgunluklara değerdi.

Dünyanın alanında en yetkin ve başarılı, yaşını başını aşmış profesörleri mutluluktan gelip size sarılıyor ve hiç bu kadar başarılı bir 'öğrenci konferansı' görmediklerini söylüyorlarsa, konferans sonunda onlarca insan teşekkür etmek için sizi alkışlıyorsa, ertesi gün bile teşekkür e-mailleri yağıyorsa, gerçekten çektiğiniz bütün uykusuzluklara ve yorgunluklara değiyor.

Bu seneden öğrendiğim ise, gerçekten düzenli ve organize bir şekilde çalışırsanız ve her şeyi son ana ve şansa bırakmayıp, azimle uğraşırsanız , bütün zorlukların aşılacağı oldu. 'Takım çalışması'nın ne kadar önemli olduğunu da öğrendim. Bize yardım eden gönüllülerimiz olmasa, bu işin altından kalkamazdık. Bu başarı benim başarım değil, hepimizin başarısı..'Ben' değil de 'biz' diyebildiğiniz anda, takım ruhunu yakaladınız demektir.
Bu kadar yoğun bir süreç boyunca benimle birlikte organize eden arkadaşlarımla birbirime bir tek kırıcı söz söylemedik, bir kez bile tartışmadık. Büyük bir uyum içinde, çok stres yapmadan, sakince çalıştık.

Dün gece uzun zamandır ilk defa deliksiz bir uyku çektim. Bedenim çok bitkin olmasına rağmen içimde işimi hakkıyla yapabilmiş olmanın gurur ve mutluluğu, yüzümde kocaman bir gülümseme vardı..


2 comments:

  1. Bu tur bir konferansi duzenlemek, tum ince ayrintilari ile ilgilenmek cok buyuk bir tecrube olmustur eminim. Her ne kadar yorucu bir surecse de cok ogretici ve verimli. Kendi konunda calisan insanlarla tanismak da diger bir artisi.Cok ozendim sana. Cok ilham vericisin. Nice basarili konferanslara!!!

    ReplyDelete
  2. cok tesekkur ederim Nurvenur'cum. Evet gercekten hos bir tecrubeydi. Darisi basina diyeyim o zaman :)

    Sevgiler,

    Moonie

    ReplyDelete