Saturday, May 8, 2010

Canımın canı


Candan can çıkar, beslenir, büyür, kendi ayaklarının üzerinde durur, kocaman kız olur.

Can, okyanuslar ötesine gider.

Can, canını arar, özler, en çok da neyi özler bilir misin? Onun mis gibi kokusunu. Cennet gibi, huzur veren, misler gibi anne kokusunu.

Senin varlığın, benim varlığımın sebebi.. Canımın canısın. Kokun burnuma geliyor bazen, çok, çok özlüyorum, burnumun direği sızlıyor.
Ama şunu da çok iyi biliyorum ki, uzağımda olman, aramızdaki anne-kız ilişkisinin öyle küçük bir parçası ki.. O kadar çok şeyi paylaşıyoruz ki seninle, uzaklıklar anlamsız kalıyor annem.. Aşıyoruz biz mesafeleri, okyanusları, dağları, tepeleri..

Geceyarısı sana yazdığım bir
mektupla, sabah yaptığımız uzun bir telefon konuşmasında, bir blog yazısında aşıyoruz. Bilgisayarımın ekranında beliren güzel yüzünü gördüğümde, kokunu duyar gibi olduğumda, uzansam sana dokunuverecekmiş gibi hissettiğimde aşıyoruz.

Aslında binlerce kilometre değil, bir nefes alma, bir nabız atışı uzaklığımdasın annem.

Aslında birlikteyiz. Aynı anda atıyor yüreğimiz, aynı ışıltılar dolaşıyor gözlerimizde, aynı nefesi çekiyoruz içimize.

Seni çok, çok seviyorum. Anneler Günü'n kutlu olsun.

No comments:

Post a Comment