Friday, April 12, 2013

Annem, canım.


Bugün sahil yolunda araba kullanırken annemi ne kadar özlediğimi düşündüm.. Kokusunu, sesini, ona sarılmayı, dertleşmeyi... Birlikte yanyana kitap okumayı! Dünyada bana en çok huzur veren şeylerden biri sevdiğim bir insanla yanyana oturup kitap okumaktır.

Bir de annemi artık ne kadar daha iyi anladığımı düşündüm.. Onunla bağımızın gitgide daha kuvvetlendiğini. Şu başıma dert olan 'fil hafıza'mı ondan aldığımı farkettim! Tabii ki kitap okuma aşkımı da. Dahiliğe varan kıvraklıktaki zekasına hayran kaldım tekrar, bana söylediği her şey bir bir gerçekleştikçe. İnsanları okuyabilme yeteneğine, herkesin içini, gerçek karakterini, ruhunun derinliklerini görebilme sezgisine de. Onun onda biri kadar tanıyabilsem insanları, yeter bana.

30lu yaşlar, ve daha sonra 40lı yaşlar, Sezen'in dediği gibi 'Anneni daha sık anımsıyorsan, hatta anlıyorsan' eğer, büyüdüğümüz yaşlar. Hayatın bizi çok güzel bir olgunluğa eriştirdiği, kendimize güvenimizi iyice pekiştirdiği, bizi adeta 'pişirdiği' yaşlar.. Bu yüzden bence ergenlik yıllarından, 20li yaşlardan çok daha keyifli, çok daha tutarlı, çok daha bilinçli yıllar.

Birbirimizden bu kadar uzak olmamıza rağmen, aramızda okyanuslar olmasına rağmen, anneme hiç olmadığım kadar yakın hissediyorum kendimi. Onu çok, çok özlüyorum, ama garip bir şekilde aynı zamanda o bilge sözleriyle günlük hayatta yanımda gibi de sanki. Dünya üzerinde ben ağzımı açmadan düşüncelerimi okuyabilen yegane insan.

Annem o benim işte. Yüreğimin köşesi. Mis gibi kokusu burnumda tüten. Dünyalar kadar sevdiğim. Canım.







1 comment:

  1. Anne gibi var mı gerçekten:) Allahın insana verdiği en büyük lütuf bence anne. Onun için çok üzülüyorum annesizlere. Annemiz hayattayken kıymetini bilelim. Sende çok uzaktasın belki ama eminim annen biliyordur onu ne çok sevdiğini, ve sen hissediyorsun onu her daim yanında. Ne güzel. İnşallah bizim çocuklarımızda bilir onları ne çok sevdiğimizi.

    ReplyDelete