Tuesday, February 20, 2007

Özlem, longing, sehnsucht




Hangi dilde olursa olsun aynıdır adı.. Özlem, hasret, iştiyak.. Sevdiklerinden çok uzaklarda olanlar en iyi bilir onu, tanır hemen görür görmez uzaktan bile olsa. Bir kere girdi mi insanın içine, sinsice yerleşiverir oraya.

Çok garip bir duygudur özlem, diğer duygulara benzemez hiç. Aslında hep vardır içimizde de, arada bir uzatır başını dışarı, tesadüfi zamanlarda. Dalga dalga gelir özlem, zaten öyle olmasa nasıl dayanır insan yüreği bu kadar yoğun ve acı verici bir duyguya? Bunu biliyormuş gibi ara ara vurur özlem, sessiz ve derinden. Dalgalar çekildiğinde bir daha hiç gelmeyecekler sanırız. Yanılırız.

Özlemin ne zaman geleceği belli olmadığı gibi onu neyin tetiklediği de belli değildir. Gündelik yaşamın içinde birden gördüğümüz bir detay, hiç tahmin etmediğimiz bir şekilde gelen bir koku, bir ses, bir ışık, birden açar yüreğimizin pencerelerini sonuna dek ve içeri dolar bir sel gibi özlem. Neye uğradığımızı şaşırırız bu nereden geldiğini anlayamadığımız yoğun sel karşısında. Sendeleriz, dolar gözlerimiz, yutkunuruz, şaşkın, kalakalırız öylece. Çaresiz ve sessiz duraklarız.

Özlem çeşit çeşittir, anne özlemi başkadır, baba özlemi başka, kardeş, arkadaş, sevgili, anneanne başka, dede başka.. Hepsinin kendi rengi ve kokusu vardır ayrı ayrı. Ortak olan tek bir nokta vardır. Özlemlerin hepsi buruk ve acı zeytin tadındadır.

Özlemin kendisi gibi özlenilenler de farklılık gösterir andan ana. Bir anda, yaşamınızın akışına kapılmış giderken, kendinizi tanıştığınızı bile hatırlamadığınız, şu anda nerede olduğunu bilmediğiniz bir insanı özlerken bulursunuz. O insanla belki de yıllar önce bir hastanede gözgöze gelmişsinizdir ve hayatınızda uzun zamandır varolan çoğu insandan daha derin bir iletişim kurmuşsunuzdur o kısacık anda. Özlem bir anda o insanı gözünüzün önüne, yüreğinizin içine getirip bırakır, şaşırırsınız.

Özlem acı mıdır, tatlı mı, belli değildir. Bir yandan çok acı verir insana, ama aynı zamanda da kavuşma anlarını ve birlikte geçirilen zamanları sihirli anlara dönüştürür. Özledikçe birlikte geçirilen zamanın değeri artar, bu zaman dünyadışı ve büyülü bir hal alır gözönünüzde, özledikçe kavuşunca hissedilen duygu yoğunluğu artar. İnsanın yüreğine çektikçe acıtan tırnaklarını batırır özlem, kendinizi geri çekemezsiniz, daha da çok batar içinize, ama ileriye doğru da gidemezsiniz, arada takılır kalırsınız öyle.

İnsanın yüreğini alır, parçalara bölüp sonra tekrar birleştirir özlem.. Acımasızdır, can acıtır, kanatır, titretir, ağlatır.. Gecenin kör saatlerinde çaresizce nefessiz bırakır.

Onu çok iyi biliriz biz, sevdiklerinden böylesine uzakta olanlar. Biz biliriz gecenin kucağında aniden uyandığımızda yüreğimize saldıran sivri bıçaklarını, o acıyı.

Özlem acıtır.









Resim: Gustav Klimt - Müzik I

2 comments: