Wednesday, March 21, 2007

Neredeyse vejeteryan



Şunu itiraf edeyim ki hiç bir zaman 'et sevmem, yiyemem' diyen insanlardan olamadım. Hatta hayatım boyunca hep uzun bir süre et yemediğimde canımın et çektiğini ve özellikle et yemek istediğimi bilirim. Bu olayı kandaki demir oranı azlığıyla, insanın kan grubuyla, yaşam biçimiyle... vs. açıklayanlar var. Açıklaması ne olursa olsun ben 'etobur' bir insanım ve et yemediğim zaman kendimi tam da doymuş hissetmiyorum. (ya da hissetmiyordum demek daha doğru olur şu an için)

Bütün bu alışkanlıklarım yavaş yavaş değişti çünkü öncelikle Amerika'daki et endüstrisinin nasıl çalıştığını ve hayvanlara nasıl davranıldığını çok detaylı olarak izleme fırsatı buldum, Chinin blogunda gördüğüm ve daha önceden bir kaç kişiden 'izlemelisin' diye tavsiye aldığım 'Earthlings' belgeseli ile. 1 buçuk saat uzunluğundaki bu belgesel, insanların hayvanlara ihtiyacının olduğu değişik sektörlerde (et, deri, evcil hayvan, sirk ve eğlence, bilimsel deneyler...vs.) nasıl davrandıklarını anlatıyor. Önceden söyleyeyim, eğer izlemeyi düşünüyorsanız, bu belgesel herkese göre değil, çünkü çok vahşi ve dehşetengiz görüntüler içeriyor. Bu belgeseli izlediğinizde kendi türünüzden (ya da en azından bunları yapabilen insanlardan) adeta tiksinecek duruma geliyorsunuz. Bu gibi zalimce davranışları dünya üzerinde sergileyebilen tek ırk olduğumuza inanmak istemiyorsunuz. Ama izleyebilen ve dayanabilecek herkesin izlemesini tavsiye ederim, gerçek bir 'eye-opener' (insanın gözlerini açıyor) Amerikalıların deyimiyle çünkü.

Gerek belgeselin etkisiyle, gerekse bulunduğum yerde organik ya da İslami usullere göre kesilmiş et bulmanın zorluğu sebebiyle et tüketimimi giderek azalttım ve neredeyse hiç et yemez bir durumda yaşıyorum iki haftadır. Arada balık eti ya da deniz ürünü yiyorum seyrek olarak, onun dışında tavuk ve kırmızı et tüketimimi yok sayılacak kadar azalttım. Sadece evde, kendim alıp pişirdiğim organik etlerden yiyorum ve genelde dışarıda yediğimde kesinlikle etli bir şeyler yememeye özen gösteriyorum. Bu iki haftada öğrendiklerimi paylaşmak istedim:

1- İnsan et yemeyince de gayet güzel yaşayabiliyor! Karnı da doyuyor.

2- Etin yerine koyabileceğiniz bir çok şey var: Yumurta, süt, yoğurt, soya sütü, tofu, baklagiller, fıstık ezmesi...vs. Hepsi etin içindeki proteinler ve demir açısından zengin yiyecekler.

3- Özellikle kırmızı eti azalttığınızda vücudunuz inanılmaz ölçüde rahatlıyor. Sindirim sisteminiz o ana kadar olmadığı kadar iyi çalışıyor.

4- Et yiyemediğiniz zamanlarda, özellikle dışarıda yiyorsanız, vejeteryan yemekler çok daha sağlıklı seçenekler oluyor. Restoranlarda et içermeyen yemekler ya bol sebzeli, zeytinyağlı yemekler ya da salatalar oluyor genelde. Böylece ister istemez 'sağlıklı' yiyorsunuz.

5- Ayrıca markete gittiğinizde şu ana kadar farketmemiş/keşfetmemiş olduğunuz bir çok sebze ve meyve çeşidini farkediyor, vejeteryan yemekler pişirmek için aslında ne kadar çok seçeneğiniz olduğunu anlıyorsunuz.

6- Özellikle kırmızı eti azaltmanızın kan değerlerinize katkısı çok büyük: Kolesterolü ve trigliseriti azaltmak, hayvansal yağ alımınızın azalması sonucu çok kolay bir hale geliyor.


Kendime 'neredeyse vejeteryan' olabilmeyi öğrettiğim için çok mutluyum, ve bence benim gibi 'etobur' olduğunu ve ete düşkün olduğunu bilen bir insan bile bunu yapabiliyorsa, herkes yapabilir!

Sağlıklı günler:)

3 comments:

  1. vejetaryen olmam için birinin önce boğazımı kesmesi gerek sanırım :) ama o meyveler bu kadar mı iştah kabartır!

    sağlıklı günler :)

    ReplyDelete
  2. Esracim, bu aralar ayni durum bende de mevcut ki benim gibi anemik bir insan icin tehlikeli aslinda ama napiyim pek yiyesim gelmiyor:( bir de asil sorunum su, eti yerken bir "simdi et yiyorum" dusuncesi geliyor aklima. o zaman iste bir garip hissediyor insan. bilmiyorum anlatabildim mi ama iste garip bir hissiyat:) operim pek cok:)

    ReplyDelete
  3. Calican, nerelerdesin canim ozledik yahu! Yeni blog mu actin yoksaaa *heyecanla yerinde ziplayan ben* :)

    Burcucum valla sanirim "Ignorance is bliss" sozu dogru cunku ne kadar cok sey ogrenirsek ve ne kadar cok bilgilenirsek o kadar rahatsiz oluyoruz yediklerimizden, ve et yiyememeye basliyoruz. Bahsettigin hissi biliyorum ve cok iyi anliyorum bana da oluyor cunku:) Bir zamanlar nefes alip hareket etmis bir canliyi yemekten kaynaklanan bir his.
    Ben de cok optum canim! :)

    ReplyDelete