Monday, August 18, 2008

Canım kardeşime


Bu bir 'hayat dersleri bütünü' değil. Bir abla olarak ahkam kesmek de istemiyorum. Senden sadece 4 sene fazla yaşamış birisi olarak 'ahkam kesmek benim neyime' bile diyorum hatta:)

Bu yazı, hayatta gördüklerim ve gözlemlediklerimden çıkardığım bir kaç küçük tavsiye, bir kaç küçük öneri sadece. Okumanı isterim tabii ki, ama kendi hayatına uygulayıp uygulamamak tamamen sana kalmış. Önerilerimin hepsinin doğru olduğunu kesinlikle iddia etmiyorum. Her insan farklıdır, ve hayatı kendi tarzında yaşar. Bunlar benim kendi kişisel görüşlerim, düşüncelerim, gözlemlerim, hepsi bu.

Yeni bir dünyaya adım attın, çok kısa süre önce. Beş sene önce ben de senin gibi yeni içine girdiğim bu dünyayı keşfetmeye çalışıyordum. Gözlerimi kocaman açmış büyük bir hızla öğrenmeye çalışıyordum her şeyi. Evinden ilk defa bu kadar uzaklaşmış, küçük bir kızdım :)

Bu yeni dünyada her türlü insanı tanıdım, tanıyorum. Hala öğrenecek o kadar çok şeyim var ki! İnsanlar beni bazen hala şaşırtmaya devam ediyor. Ama hayat insana artık bazı şeylere şaşırmaması gerektiğini de öğretiyor.

Canımın içi, kardeşim, arkadaşım:

- Kendine, kendi vücuduna, psikolojik ve fiziksel sağlığına herşeyden çok önem ver. Unutma ki sahip olduğun en 'mükemmel makine' vücudun. Ona çok iyi bak, o sana nasıl en mükemmel şekilde hizmet ediyorsa sen de ona aynı şekilde iyi davran.

- Seni rahatsız eden bir davranışını görmediğin herkese karşı eşit derecede sıcak, dürüst ve açık davran. Gülümsemeni, güleryüzünü insanlardan hiç bir zaman esirgeme. Bunun ne kadar çok kapıyı açabileceğini görünce şaşıracaksın.

- Tutamayacağın sözler verme. Sonra hem karşındakine, hem kendine karşı mahcup duruma düşersin. Birisine bir şey vaat etmeden önce iyi düşün.

- Önemli olduğunu düşündğün her şeyi yaz. Bilgisayara değil, gerçek bir kalemle, gerçek bir kağıda. Düşüncelerini, planlarını, aklında tutman gereken numaraları, ders notlarını ya da gereken herşeyi yazabileceğin küçük bir defter taşı yanında. Unutma, söz uçar, yazı kalır. Bu, her zaman geçerlidir.

- Zor ve bunaltıcı zamanların da olacak tabii ki. Ama asla hayallerinden vazgeçme. Hedeflerini hep büyük tut ve
hiç kimsenin hevesini kırmasına ya da gözünü korkutmasına izin verme. Başını dik tut, kendine güvenini hiç kaybetme. Şunu da asla unutma: Zor zamanlar, insanın en çok şeyi öğrendiği, en çabuk olgunlaştığı zamanlardır da aynı zamanda.

- Çok kızgınken, çok mutlu olduğun zaman ya da çok üzgünken bunu başkalarıyla paylaşmadan önce iyice bir düşün. Karşındaki insan beklemediğin bir tepki verebilir.

- Ayrıntılara dikkat et. Mutluluk, özen ve emek ayrıntılarda gizlidir.

- İşini, ya da sana ekmek parası getiren şey her neyse onu her şeyin üstünde tut. Hangi işi seçersen seç, onu çok sev, onda sebat et, emek ver. Yaptığın iş çok basit bile olsa ona sıkı sıkı tutun, o işte yapabileceğinin en iyisi neyse onu yap. Hayatta neyini kaybedersen kaybet, hiç kimsenin elinden alamayacağı tek şey işini yapabilme yeteneğin ve becerindir. Bu yetenek elinde olduğu sürece kendi ayakların üzerinde durabilirsin.

- Ne kadar meşgul olursan ol, zamanının birazını tutkuyla yaptığın bir şeye ayır. Bu bir gitar çalmak olabilir, ya da resim yapmak, yazı yazmak, fotoğraf çekmek, şarkı söylemek, kitap okumak, göl kenarında koşmak... Gereksiz ve zaman öldüren uğraşlar yerine zamanını daha akıllıca kullanarak sevdiğin şeylere de zaman ayırabilirsin.

- Küçük ve önemsiz sıkıntılara gereğinden fazla zaman ayırıp önem verme. İnsanların tek tek davranışları yerine durumun bütününe odaklan. Seni yaralayan, olumsuz ve negatif enerji saçan, kıskanç insanlarla görüşmeyi mümkün olduğunca en aza indirge. Sana değer katan, seni olduğun gibi seven, senin mutluluğunla mutlu olan insanlarla çok daha fazla vakit harcamaya çalış ve onlara çok değer ver, çünkü böyle insanlar çok nadir bulunur.


Eminim ki bütün bu tavsiyelerime rağmen mutlaka hatalar yapacak, ve bunlardan çok şey öğreneceksin. İnsan olmanın en güzel yanı da bu değil mi zaten? Hatalarımız olmasaydı doğruyu nasıl görürdük? Ben sana ne kadar tavsiye versem de bir doğruyu öğrenmenin en etkili yolu, kendi hatalarına bakıp onlardan ders almaktır. Bir bebek, düşmeden nasıl öğrenebilir yürümeyi?

Tabii ki herşeyi hata yaparak öğrenmek zorunda değilsin. Gözlem yeteneğin ve algıların sayesinde bir çok şeyi başkalarının davranışlarından ve hayatlarından da öğrenebilirsin. İnsan hayatı bütün hataları ve sonuçlarını yaşayarak öğrenecek kadar uzun değil. Dikkatli ol, gözlem yap ve 'O insanın yerinde ben de olabilirdim' diye düşünmeyi unutma.


Umarım böyle uzun uzun nasihatlerle başını şişirmemişimdir! Biliyorsun bazen mesleksel deformasyondan dolayı öğretmenliğimin tuttuğu oluyor :)

Şunu unutma ki bu yeni maceranda hayatı ve insanları yeniden keşfederken hep arkandayım, ne zaman bir şeye ihtiyacın olursa yanındayım. Seni çok seviyorum canım kardeşim.




Ablan


4 comments:

  1. Hepsi altin degerinde tavsiyeler. Ozellikle insan iliskileri ile ilgili olanlari cok sevdim, benim de hep uygulamaya calistigim ama bazen sinifta kaldigim hayat gercekleri.

    Umarim kardesin tum guclukleri asar mutlu olur yeni hayatinda...

    ReplyDelete
  2. Burakcim begendigine cok sevindim :)

    Nurvenurcum, cok tesekkurler guzel yorumlarin icin!

    ReplyDelete
  3. Anonymous5:44 PM

    üstüme alındım ben de bu yazıyı=)
    çok güzel yazmışsınız...

    ReplyDelete