Tuesday, March 3, 2009

Anlar - 1


Sanırım 9-10 yaşlarındayım. Canım babamla yine baba-kız tiyatro seanslarımızdan birine gitmişiz. Hangi sahneydi hatırlamıyorum. Kalabalık.. Sahne tozunun parfüm kokularıyla karışımına benzeyen o eşsiz 'tiyatro kokusu' var havada. Mutluyum, heyecanlıyım. Babişimin elini tutuyorum, kocaman salonda yerimizi buluyor, oturuyoruz.

Sahnede Müşfik Kenter. O tanıdık ve her duyduğumda bana müthiş güven veren sesi çınlıyor sahnede. Orhan Veli'yi oynuyor. Ama Müşfik Kenter, Orhan Veli olmuş adeta. Sahnede devleşiyor. Tek başına, o şair oluveriyor. 'İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı' diyor, içim titriyor. 'Harbe giden sarı saçlı çocuk, yine böyle güzel dön' diye yalvarıyor yanıp sönen ışıkların arasında, ağlamak istiyorum. Orhan Veli'yi o kadar güzel anlatıyor ki o, öylesine şair olmuş, sanatını öyle konuşturuyor ki, o oyun hiç bitmesin istiyorum.

Oyun çok çabuk bitiyor, güzel bir rüya gibi, mutluluk verici her şey gibi. Herkes ayakta, salon alkışlarla inliyor. Babacığımın yanında ben de herkes gibi ayağa kalkıyorum. Minicik çocuk yüreğim pıt pıt atıyor heyecandan, mutluluktan. Orhan Veli aşkım o gün başlıyor. Tiyatro aşkım da.

Bir insan bu kadar sade, bu kadar süssüz, abartısız bir dille insana ait bütün duyguları nasıl böyle güzel anlatır?
Minicik bir kızken, yüreğim işte öyle mutlulukla atarken, o zaman, ileride bu oyunun tümünün kaydedildiği şiir kasetini satın alacağımı, neredeyse bütün ergenliğimin ve gençliğimin o kaseti dinlemekle geçeceğini henüz bilmiyorum. O şiirlerin her birinin hayatıma damgasını vuracağını, daha sonra Müşfik Kenter'le tanışıp sohbet etme şansına erişeceğimi, o oyunun etkisiyle üniversite yıllarımın çoğunda tiyatro ile ilgileneceğimi, sahne tozu yutacağımı, bir çok farklı oyunda rol alacağımı da.

Bunların hiç birini bilmiyorum o zaman. Sadece gözümde bir kaç minik yaşla, ellerim acıyana kadar büyük üstadı alkışlıyorum.


3 comments:

  1. Orhan Veli okudugum zamanlar, kendimi sokaklara atip oylece dolasmak istiyorum, serseriligin dibine vurmak istiyorum, sisede balik olmak istiyorum, herseyi oldugu gibi yasamak istiyorum:) Yani doktora ogrencileri cok okumamali:)

    Musfik Kenter'i tanimis olmak, onun oyunlarini izlemis olmak ne buyuk bir ayricalik. Keske ben de onu canli izleyebilsem bir gun.

    Sevgiler

    ReplyDelete
  2. insan, insan, insan.. :)

    hatirliyorum ayni banti defalarca dinledikten sonra kucucuk cocuk halimizle kederlendigimizi, etkilendigimizi. :) ne guzeldi gecmis, eski gunleri ne kadar ozluyorum, ne kadar masum ve kucuktu dunya!

    ReplyDelete
  3. Yanlis hatirlamisim, tabii ki siir CDsi degil, kasetiydi :) Duzelttim simdi. bir zamnalar kaset diye bir sey vardi!

    Nurvenur,

    Butun duygularini paylasiyorum, Orhan Veli insanin butun hayalperestligini ortaya cikariyor. Hele de simdi bahar geliyor, Orhan Veli'yi de okursam hic ders calisamamaktan korkuyorum :)

    Evet Musfik Kenter gibi bir ustayi tanidigim ve canli izleyebildigim icin cok sansli hissediyorum kendimi. Sen de umarim Turkiye'ye gittiginde bir firsatini bulup izlersin. Cok begeneceginden eminim!

    Burakcim. Hatirliyorum o guzel cocukluk gunlerimizi. Hatirliyorum ve ben de cok ozluyorum..

    ReplyDelete