Monday, May 10, 2010

İki dil bir bavul


Uzun zamandır bu kadar içten ve güzel, böylesine içimi ısıtan bir film izlememiştim. Bir Kürt köyündeki ilkokula atanan genç öğretmen Emre Aydın'ın öyküsü. Emre tek kelime Kürtçe bilmiyor, çocuklar da tek kelime Türkçe.. Türkçe'yi bir 'yabancı dil' olarak öğreniyorlar, aralarda öğretmenlerinin sabrını zorluyorlar :)

Filmin asıl yıldızı çocuklar. Kürt çocuklarının hallerine, tavırlarına öldüm ve bittim. Bu kadar mı tatlı olunur. Bu kadar mı saf, naif olunur. Hele Zülküf adındaki çocuk, dünya tatlısı. Çocukluğun güzelliğini hatırladım yeniden sayelerinde. Okul günlerini, tebeşir kokusunu, kurşun kalemle yazmayı, 'karne günü'nü.

Kardeşim bir gün bana 'Çocukluk ne kadar güzel bir şey. Çocuklar ne kadar güzeller. Keşke dünyada herkes çocuk olsaydı.' demişti. Bu filmi izleyip ona hak vermemek mümkün değil.

Filmin bazı yerlerinde bariz bir şekilde Nuri Bilge Ceylan havası sezdim. Özellikle 'Kasaba' filmine, atmosfer olarak çok benziyordu bu film. Gerçekçiliğiyle biz 'Batı Türkiye'lilere, bildiğimizden başka bir 'ülke' gösteriyor. Bizi apartman daireli, bilgisayarlı, sıcak su ve elektriğin elimizin altında olduğu, modern yaşamlarımızdan 1 buçuk saatliğine de olsa çekip, o farklı dünyaya, farklı ülkeye, farklı gerçekliğe götürüyor. Biraz olsun düşünmemizi sağlıyor, o insanların nasıl yaşadığını, nasıl hikayeleri olduğunu..

İki dil bir bavul, işte tam da bu yüzden, takdir edilesi, bir belgesel gerçekçiliğinde, çok ama çok başarılı bir film. Ne bir propaganda kaygısı var, ne de kafamıza vura vura çıkarmak istediği bir ders. Sadece olanı gösteriyor bize, var olanı. Bu yüzden de tam kıvamında, doğal, saf, enfes.

4 comments:

  1. Deniz7:51 AM

    Yorumumun bu yazinizla bir alakasi olmayacak aslinda ama ilk okumaya basladigim yere yazmak istedim.
    Blogunuzu bir kac gün önce teseadüfen gördüm ve neredeyse tüm yazilarinizi cok severek okudum.
    Bir yildan fazladir Münihte üniversite okuyorum ve yazilarinizi okuyunca sürekli icimde olan "acaba?" lardan biraz daha uzaklasiyorum.Evinden, ülkesinden uzakta yasayan birinin duygularini hem böyle güzel hem de bu kadar umut dolu anlatmak herkesin yapabilecegi bir sey degil inanin.Yazilariniz sayesinde hem yalniz olmadigimi anliyorum hem de her seyin daha da guzel olacagina dair umutlarim artiyor, yuzume gulumseme yayiliyor sayenizde.
    Tesekkur ederim;artik surekli okuyucularinizdan biriyim, yazilarinizin hep bu güzellikte devam etmesi dilegiyle...

    ReplyDelete
  2. Merhaba Deniz

    Guzel yorumun beni cok mutlu etti. Cok tesekkur ediyorum.

    Sevgilerle


    Moonshine

    ReplyDelete
  3. Ben de seyrettim. Hakikaten o kadar cok sey dusundurtuyor ki? Cocuklari, anne babalari, ogretmenleri, devleti, yasam kosullarini, baska dunyalari.

    ReplyDelete
  4. Pratik Anne,

    Izleyebildigine sevindim. Gercekten cok dusundurucu, cok yogun bir film.

    ReplyDelete