Sunday, August 28, 2005

Aklıma geldi

Çocukluğun dolambaçlı koridorlarında tek başıma koştururken hiç düşünmezdim geleceğini bu günlerin. Tek başıma, tek ve yalnız, zamanın sonsuza dek uzadığı o günlerde. Bir ben vardım, bir sen, bir de gökyüzü. Tek başınaydık, sen, ben ve gökyüzü.

Neden?

Yine tek başınayım. Yine gökyüzüne uzattığım ellerime, bana ait değillermiş gibi bakıyorum. Yine simsiyah denize, denizden parçalanmış bir kan kırmızılığıyla çıkan aya, yine kulelere, şehre bakıyorum. Simsiyah dalgaların bana suçlayan gözlerle bakan derinliklerinde kendimi görüyorum.

Yazmak kadar tekil, aynı zamanda okuyanlarla çoğalan bir edim. Garip, kendini çok kalabalık bir meydanda bir hayalet, bir ruh gibi hissetmek. İnsanların içimden geçip gitmesi varlığımı farketmeden. İnsanların garip, bilinçli olarak seçilmiş, bir yaşam tarzı haline getirilmiş cehaletleri. Yaşamın, benim orada olduğumu farketmeden içimden geçip gitmesi.


Street Spirit.

No comments:

Post a Comment