Thursday, December 14, 2006

Şehr-i İstanbul, yine, yeni, yeniden


Tamı tamına 23 saat süren yorucu bir yolculuktan sonra sarhoş gibi bir halde 'ev'e varmak.. Yeni bir ev, yeni bir mahalle, yeni bir düzenin keşfedilmesiyle geçen iki gün.. Kendimi yeniden küçük bir çocuk gibi hissediyorum, etrafındaki herşeyin yerlerini ve isimlerini yeniden öğrenen. Kendi ülkemde ve evimde bir turist gibiyim henüz!

Beni karşılayan güzel İstanbul'a bakmak şöyle bir, ayların ardından hasretle, sevgiyle.. Trafiğine, ne kadar güzel bir şehirde yaşadıklarının farkında olmayan insanlarına, kedilerine, martılarına, camilerine, tepelerine, köprülerine sevgiyle bakmak.. Onda kendimi görmek, kendi bölünmüşlüğümü.. Kendi yorgunluğumu, Doğu ve Batı arasında kalışımı, yolculuğumu, yaşamımı.. İstanbul'a durup, bir bakmak.. Her seferinde beni kucaklayan ve hiç reddetmeyen kollarının altında, geceleri ışıklarla aydınlanan gökyüzünün altında güven ve huzurla uyumak.. İstanbul'un tekrar, yine, yeniden kanıma girmesine izin vermek.. Belki de hiç oradan çıkmamış olduğunu farketmek.

Herşeyin ortasında o tanıdık duygu, hani her şey bıraktığım gibi kalmış ve ben aslında okyanusların ötesine hiç gitmemişim hissi.. Yanıltıcı olduğunu bildiğim bir his, tekrar yollara düşüp İstanbul'dan ayrı kalınca bu sefer de İstanbul'da geçirdiğim günlerin aslında bir rüya olduğunu ve gerçek olmadıklarını fısıldayacak bana sinsice, biliyorum.. Bilmeme rağmen ona boyun eğiyorum..

Güzel İstanbul, yine, yeniden.. Yeni Türkü'nün deyimiyle, 'Hem tanıdık, hem yepyeni...'

4 comments:

  1. sehr-i Sikago'ya bekleriz.
    iyi eglen, iyi dinlen oralarda

    ReplyDelete
  2. herkesin senin dilini konuşması ne kadar güzel değil mi :)

    ReplyDelete
  3. Evet gercekten cok guzel bir sey:)

    ReplyDelete