Saturday, December 2, 2006

Sağanak yağmurlar, bembeyaz karlar

Haftanın geri kalanı ilk yarısından çok daha güzel geçti. Çarşamba günü üç makalemi de bitirmenin ve sunumumu da yapmış olmanın verdiği rahatlıkla eve gelip tam üç saat uyumuşum! Bütün gün, yağmur öylesine hevesle yağdı ki o gün.. Hiç durmadan, sağanak halinde.. Eve otobüsle dönmeme rağmen giydiğim eteğin uçları sırılsıklam oldu, ayakkabılarım da. Herhalde havanın sabah 17 dereceyle başlayıp akşam 0 dereceye döndüğü tek şehir Chicago'dur!

Chicago'ya bir aydır gelmesi için sabırsızlıkla beklediğim Volver'in sonunda sinemalara gelmiş olduğunu görünce hemen izlemeye gittik o akşam. Film Landmark Century sinemasındaydı ama önce 'fish and chips'li güzel bir akşam yemeği yedik güzel, küçük bir restoranda, dışarının soğuğuna inatla yanan sıcacık şöminenin karşısında.. Günlerdir mideme çay, kahve, siyah çikolata ve Eti Form'lardan başka pek bir şey girmediği için doğru düzgün bir yemek yemek çok güzeldi.



(Filmi izlememiş olanlar okumasın, uyarıyorum:) Tahmin ettiğim gibi, Almodovar yine çok iyi bir iş başarmış. Film kesinlikle bir 'kadın filmi', karakterlerin neredeyse hepsi kadın ve yönetmenin kadın ruhunu ne kadar iyi anladığına bir kez daha çok şaşırdım. Anneler ve kızları, kadınlar ve kız arkadaşları, anneanneler ve kız torunları, kısacası ailelerin dişi yanını oluşturan bütün öğelerin birbirleriyle olan iletişimini çok güzel anlatmış Almodovar. Ve tabii ki aralarında kurdukları o güçlü bağları, dayanışmayı, birbirlerinden aldıkları gücü.. Filmi izledikten sonra annemi gerçekten çok özledim, yanımda olsun ve ben de Penelope'nin filmde yaptığı gibi sarılayım ona istedim. Penelope Cruz bence bu filmde sinema hayatının en iyi performanslarından birini veriyor. Özellikle filme adını veren 'Volver' şarkısını söylediği sahne, göz yaşartıcı güzellikte.. Filmin tonları, kırmızı ve sıcak renklerin bol bol kullanılması, bütün Almodovar filmlerinde olduğu gibi kullanılan müziklerin fevkalade olması, bütün bunlar bu filmi eşsiz kılan öğelerdi bence.

Almodovar'ın filmlerini çok seviyorum, çünkü o toplumda hep baskıya uğramış ve toplumun dışına itilmiş, marjinalleştirilmiş bütün öğelerle kendini özdeşleştiriyor ve onları çok iyi anladığını hissettiriyor filmlerinde: Kadınlar, eşcinseller, travestiler, öksüzler, yetimler, koma halindeki hastalar, yaşlı kadınlar... Kısacası toplumun genel normlarına uymayan ve hep dışarı itilen bütün öğeler, onun filmlerinde başrol oyuncusu oluveriyorlar. 'Volver' bu açıdan diğer Almodovar filmleri kadar keskin değildi, ancak yine de onun toplumun bu kesimlerine hissettiği sempatiyi farketmemek mümkün değildi bu filmde de.

Gündüz o kadar uyuduktan sonra gece bir 10 saat daha, ve ertesi gece de 12 saat kadar uyudum: Meğer ne kadar çok 'uyku borcu'm birikmiş! Hala bir makale ve bir finalim var kalan geriye ancak işin en zor kısmı olan bu hafta geçti ya, çok mutluyum.

Perşembe günü sakin geçen bir günün ardından müzik grubu provamıza gittim. Prova çıkışı bir Lübnan restoranı olan Cedars'a gittik. Akşam yemeğinin bir 'mini-konser'e dönüşmesinden daha keyif verici ne olabilir? Aralarında bir keman çalan, bir bağlama çalan, bir de klarnet çalan üç usta müzisyenin olduğu bir akşam yemeği grubunda hepsi birden enstrümanlarını çıkarıverirse ortaya ne olur? Elbette 'Biz Heybeli'de her gece...'den başlayıp, 'Yedi düvel zindanından beterdir Yedikule' ye uzanan bir şarkılar cümbüşü.. Çok eğlendim, özellikle grubumuz için klarnet çalan Jim klarnetine rakı içirip de 'Bakın şimdi sesi çok daha güzel çıkıyor değil mi?' dediğinde kahkahalara boğulduğumuzda:) Böyle doğaçlama olan, aniden ortaya çıkan güzel anlar eşsiz oluyor. Müzik grubumuzu çok seviyorum.

Cuma sabahıysa bizi bekleyen bembeyaz karlardı dışarıda.. Al-Azhar Üniversitesi ve Fransa'daki başörtü yasağı üzerine ilginç bir konuşmaya gittim, arkasından verilen resepsiyonda hocalarımla ve bölümden arkadaşlarımla yemek yiyip sohbet etme imkanı buldum, güzeldi. Akşam eve gelip geçen dönem almış olduğum hazır 'Tavuk Göğsü karışımı'yla ve evdeki sütle hayatımda ilk defa tavuk göğsü tatlısı yaptım, güzel oldu gerçekten! Hazır bir karışımın böyle başarılı sonuçlar vereceğini hiç düşünmezdim.



Dün akşamsa ilk defa Hyde Park'ta yeni açılan Noon Hookah lounge'a (Nargile kafe de diyebiliriz sanırım) gittik. Nargile eşliğinde Mısır Arapçası öğrenmek, Arapça müzikleri dinlemek, çay içmek ve bir İranlı, iki Amerikalı ve bir Türkten oluşan grubumuzun üyeleriyle tavla oynamak, kısacası sonunda bütün haftanın stresini üzerimden atabilmek çok güzeldi! Kendimi Ortadoğu'da bir Arap ülkesinde gibi hissettim:) Bu arada gerçekten başarılı bir yermiş, bir kez daha gitmek lazım mutlaka diye düşündük.

Güzel geçen bu bir iki günden sonra tekrar kitaplar ve defterlerin arasına gömülme vakti geldi.. Çarşamba gününe bir finalim ve önümüzdeki hafta sonuna yazmam gereken bir makale daha var. Az önce baktığım hava durumu web sitesine göre hissedilen sıcaklık -11 derece şu anda! Dışarıya çıkmaya korkuyorum. Evimin sıcak korunağında battaniyemin altında elimde bir çay fincanıyla oturmak çok daha cazip geliyor. Chicago'nun yaman soğuğu, yine gelip yerleşti rahatça şehrin üzerine.. Kış geldi.

3 comments:

  1. volver'i sevmis olmana sevindim (almodovar'inki degil de benim filmim ya!). biz de vizyona girer girmez apar topar gitmistik cem ve duygu'yla. bir iki hafta sonra okula geldi, tekrar gittim - bu sefer ovul ve gul'le. arkadaslarim "karakterlerin alti fazla cizilmis, fazlasiyla melodramatik olmus sonunda" (annesiyle konustugu sahnede eminim sen de bir "oha, yok artik!" demissindir.) deseler de ben filmi cok sevdim. sicacik geldi. eskiden penelope'den hic hazzetmezdim. ne var ki, kadin ispanyolca konustugu filmlerde bir sahane! madridli ama super bir guney aksaniyla konusuyordu, performansina hasta oldum.

    nargileci deyince aklima ne geldi? esma ozge esra uclusu olarak istanbul modern sonrasi duragimiz olan tophane! gerci gittiginiz yer orasi kadar salas degildir eminim ama onun da keyfi baskaydi canim :P

    ps: konferans konusu cok ilgincmis. bana notlarini ve konusmalarin iceriklerini kisaca yazip yollayabilir misin? o konuda burada da bir proje suruyor su anda burada- o yuzden ilgimi cezbediverdi.

    ReplyDelete
  2. surada burada burada.. ne cok yazim hatasi yapiyorum su siralar. alla allah - sen mazur gor, emi!

    ReplyDelete
  3. Canimm valla ben Volver'i dramatik degil cok guzel buldum:) evet kesinlikle Penelope'nin performansi Ispanyolca filmlerde cok daha basarili!

    Deli misin Tophane keyfi unutulur mu? Tepemizde agaclar, pufur pufur..ordan fotograflarimiz var bissuru bakip bakip duruyorum:)

    Konusmanin ayrintilarini sana bilahare email atip yollayacagim bebek! Opuldunuz.


    Moonie

    ReplyDelete