Thursday, September 17, 2009
Eski fotoğraflara bakmak
Fotoğraf: Annem ve babam, bundan tam 29 sene önce güzel bir Eylül günü, nikah törenlerinde
Eski fotoğraflara bakmak, ne kadar değişik duygular içine sokar insanı.. Siyah-beyaz ya da sepya tonlarında, kenarları hafifçe yırtılmış, solgun fotoğraflardan size bakan yüzler, bambaşka bir zamanı, bambaşka bir mekanı anlatıyor gibidir.. 'Kayıp bir zamanın izinde' hissedersiniz kendinizi, o eski fotoğraflara bakarken..
Özellikle de siz doğmadan, bu dünyaya gelmeden önce çekilenler.. Sizin 'kendi zamanınız'dan önceki o bilinmez, meçhul ve ezeli anlar silsilesi.. Aklınız bir türlü almaz. Size bağlı ya da size ait olan hiç bir şey yoktur orada.. Sizin isminiz, cisminiz, bakışınız, varlığınız, ruhunuz yoktur.
Hep yaşlı ve tonton bildiğiniz anneanne ve dedeniz, simsiyah saçlarıyla, dimdik sırtlarıyla, berrak bakışlarıyla, mutlulukla gülümser oradan size. Hep orta yaşlarda olduğunu düşündüğünüz halalar, teyzeler, dayılar, yengeler.. O fotoğraflarda gencecik, ve hatta bir çocuk saflığında, bir çocuk masumluğunda bakıyorlardır objektife..
Şaşırırsınız.. Hiç başı ve sonu olmayan, sonsuz bir döngü içinde olduğunuzu farkedersiniz aniden.. Sarsılır ve duraklarsınız.. Bu gencecik insanların saçlarına aklar ne zaman düştü? Bu dimdik duran sırtlar ne zaman kamburlaştı? Bu zekayla ve mutlulukla parlayan bakışlar, ne zaman hüzünlerle, yorgunlukla doldu? Sorarsınız kendinize.. Cevaplayamazsınız.
Bir gün kendi çocuklarınızın, sizin şimdi çekilmiş olan fotoğraflarınıza aynı hayretle bakacağını farkettiğinizde ise, ürperirsiniz.. Zaman, ne kadar esrarengiz bir şeydir.. Zaman, herşeyi ve herkesi nasıl da değiştirir.. Anlarsınız.
Eski fotoğraflar.. Siz doğmadan çok önceki, o herkesin siyah-beyaz bir dünyada yaşadığını zannettiğiniz zamanlar.. Bazı espritüel şahıslar o zamanlara 'Sen portakalda vitaminken' diyor :) Ben ise o zamanları anlatmak için başka bir tanımı, Amerikalıların çok sevdiğim bir tabirini kullanmayı tercih ediyorum:
'Sen anne ve babanın gözlerinde bir ışıltıyken...'
O eski fotoğraflara bakıyor, gencecik annemin ve babamın gözlerindeki ışıltılarda kendi varlığımı bulduğumu düşünüyorum. Mutlu oluyorum.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment