Tuesday, November 18, 2008

'Evlilik nasıl gidiyor?'

4 buçuk aylık evli olan birisi olarak bugünlerde en çok duyduğum soru bu. Karşılaştığım her tanıdık, istisnasız herkes kaşlarını kaldırıp manalı manalı bu soruyu soruyor. Artık alıştım zaten, hepsi benden şikayet etmemi, 'çok kötü' dememi, yakınmamı, ah vah etmemi bekliyor. Ben 'iyi gidiyor çok şükür' deyince inanılmaz ölçüde şaşırıyor, 'emin misin?' diye şüpheyle soruyor, 'daha kavga etmeye başlamadınız mı?' diye soruveriyor bu insanlar.

Kızgınım.

Kızgınım çünkü bu insanları anlayamıyorum. Anlamadığım şey, insanların neden evlilik denen müesseseye olan inançlarını bu denli yitirmiş olduğu. Sevgi, sabır, şefkat, merhamet ve dürüstlük gibi değerlerin hiçbiri de mi kalmadı şu dünyada? İki insan, birbirinin gözünü oymak istemeden, birbirine kin beslemeden, birbirinden bir şeyler saklamadan yaşayamaz mı aynı evin içinde? Herkes bu kadar mı bencilleşti? Sevdiğin birisi için fedakarlık yapmak, hayat tarzını biraz olsun değiştirmek, zorluklara göğüs germek bu kadar mı zor?

Neden bazı insanlar başka insanların mutsuz olmasını ister ve onların mutsuzluklarına sevinirler?

Ya da ben mi çok idealistim? İki insanın birlikte mutlu bir hayat yaşayabileceğini düşünmek çok mu saçma? Hayatları boyunca sürekli sevgili değiştirip hiç evlenmeyen, gece hayatında bardan bara koşan, tek başına yaşayıp har vurup harman savuran insanlar daha mı 'özgür'? Onlar daha mı mutlu? Hiç sanmıyorum.

Evlilik tabii ki bir gül bahçesi, tozpembe bir dünya değil. İki insanın da esneklik göstermesi, bazı şeylerden ödün vermesi ve ortak bir noktada buluşmaya çalışması gerekiyor. Sadece bir insanın değişmesi değil, iki insanın birlikte değişmesi ve gelişmesi gerekiyor. Zorluklar, pürüzler, anlaşmazlıklar tabii ki var. Olması o kadar doğal ki. Birbirinden tamamen ayrı karakterde iki insanın hayatlarını birleştirmelerinden bahsediyoruz. Zaten asıl garip olan, iki insanın tamamen mutlu, pespembe bir dünyada masal gibi kusursuzca yaşamaları olurdu.

Sorunlar var ama sanırım mutlu ve mutsuz evlilikleri asıl ayıran şey
onlarla başetme şekli. Önemli olan, konuşarak, sevgiyle, şefkatle bu sorunları çözmeye çalışmak. Bencilliği 'ben-merkezci'liği üzerinden atıp, 'biz' diye düşünmeye başlayabilmek. Birlikte karar verebilmek, adımları birlikte atabilmek. Birbirinden kaçmadan, birbirine saldırmadan, birbirini suçlamadan.

İnsanın hayatındaki herşeye olduğu gibi evlilliğe de sürekli emek vermesi gerekiyor. İlgi ve sevgi gösterilmeyen arkadaşlıkların, aile bağlarının, iş ilişkilerinin, ya da bir çiçeğin bile solup gidivermesi gibi evliliğin de eğer gereken özen ve emek gösterilmezse solup gitmesi işten bile değil. İnsanların en çok zorlandıkları da bu sanırım. Çoğu insan en kolayını seçip karşısındakini suçlayarak bırakıveriyor ipin ucunu. Halbuki asıl zor olan o ipe asılmak, sevdiğin insan için fedakarlıkta bulunmak, evliliğini ayakta tutmak için savaşmak. Çoğu insan maalesef bunu yapacak kadar bile bencilliğini yenemiyor.

Eğer bütün bunlara dikkat ederse insan, bir insanla birlikte yaşamak gayet mutluluk verici, gayet güzel bir deneyim olabilir. İki insan birbirinden çok şey öğrenir, birlikte büyür, birlikte olgunlaşırlar. Acıları da, zorlukları da aynı sabır ve sebatla karşılar, hayatın verdiği lokmayı ikiye bölüp paylaşmasını öğrenirler. İki 'ben'den bir tane 'biz' olur, ve mutlu bir evlilik işte o zaman gerçek olur.

5 comments:

  1. Insanlar kendi mutsuzluklarini, baskalarinda da gormek istiyorlar sanirim. Eger sen kotu gidiyor, hergun kavga ediyoruz dersen onlar da rahatlayacak, baslayacak kendi dertlerini anlatmaya veya sana ogut vermeye kendi yasadiklarina dayanarak. Tek dertleri, kendilerini gostermek. Cok dert etme.

    Gunden gune sevginizin cogalmasi dilegiyle.

    ReplyDelete
  2. Nurvenurcum

    Evet, gercekten oyle bir tutum sozkonusu, sasirtici olsa da. Cok dert etmiyorum cok sukur, ama bazen kiziyorum insanlarin boyle negatif enerji sacmalarina, olmusuz davranmalarina.

    Cok tesekkurler guzel dileklerin icin.

    ReplyDelete
  3. Evlilik hakkindaki dusuncelerin hosuma gitti. Maalesef insanlar daha cok negatif seyleri gormeye veya gormek istemeye daha yatkin. Baska kisilerin mutsuzluklarindan haz alan insanlar az sayida degil ne yazik ki. Sonucta insanlar meraklarindan bu tur sorulari sormaya bir iki sene daha devam edeceklerdir. Bunun ustune de, "ne zaman bebek yapacaksiniz?" diye sormaya basliyacaklar? :) Sana ve esine mutluluklar diliyorum. Boyle seyleri de takma kafana. Onemli olan esinle birlikte mutlu bir hayat yasamak.

    ReplyDelete
  4. Merhabalar MTC,

    yorumunuz ve mutluluk dilekleriniz icin cok tesekkurler!

    ReplyDelete
  5. Şikayet kültüründe yaşıyor olmamızın sonucu diye düşünüyorum ben. Çocuktan sonra da "ay çok zor di mii"ciler oluyor. "Sütün yetiyor mu"cular oluyor. Oluyor da oluyor.

    Sevmek sevilmek, bundan güzeli var mı oysa. Herkes mi zorla evlendirildi memleketimde!
    sevgiler

    ReplyDelete