Monday, July 13, 2009
Mutluluk (Roman)
Sanırım ilk defa, film uyarlamasını önce izleyip, kitabını daha sonra okudum bir eserin. Mutluluk'un filmini izlemiş ve filmle ilgili düşüncelerimi şurada yazmıştım. Tabii ki her zamanki gibi kitabı filmden daha çok beğendim, ama yine de kitaptaki karakterlerin yaşamlarına bir türlü dahil olamadım. Türkiye'de varolan bir çok önemli soruna değiniyor kitap, ve bu güzel bir şey. Ancak kitabın bazı cümleleri, sanki yazarın aklına bir mesaj vermek gelmiş de cümleleri mesajın üzerine kurmuş ve eklemiş gibiydi. Bazı anlatımlar çok basitti ve özellikle Profesör karakteri fazla karikatürize edilmişti bence. Tipik bir 'Beyaz Türk' tanımının kişileştirilmiş haliydi sanki. Bunda Livaneli'nin bu karakteri betimlerken aşırı detaya girmesi de etkili olmuş olabilir. 'Dün akşam Four Seasons otelinin lüks lokantasında suşi yemiş ve yanına limonlu Corona birası içmişti ve çok mutluydu' gibi bir cümle, benim için gerçekçi olamıyor maalesef ve abartılı bir karikatürden öteye gidemiyor.
Bunun dışında karakterlerinin gelişimini, özellikle Meryem'in ruh halinin ve duygularının aniden 180 derece dönüşlerini çok iyi açıklayamamış gibi geldi yazar bana, bunlar da sanki havada kalmış gibiydi. Karakterlerin iç dünyalarına çok fazla giremiyor okur ve bu, roman boyunca herşeyi dışarıdan izliyormuş gibi hissetmemize yol açıyor.
Bütün bunlara rağmen vasatın üzerinde, yazın şu sıcak günlerinde rahat okunan bir kitaptı 'Mutluluk'. Kitabı yeni bitirdiğim için filmi tekrar izlemeye karar verdim, filmin dolduramadığı bazı boşlukları kitap dolduruyor çünkü.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment