Tuesday, July 21, 2009
Üç Maymun
Sonunda, sonunda izleyebildim! Hem de Amerika'da, hem de bir sinema salonunda, kocaman beyaz perdede... Daha ne isterim!
Nuri Bilge Ceylan, bence kariyerinde ilerledikçe şarap gibi yıllanıyor. Ne kadar olgunlaştığını görmek mümkün 'Üç Maymun'da. Kendini tekrarlamıyor, yapmayı iyi bildiği şeyleri tekrar tekrar yeniden ısıtıp önümüze sunmuyor. Yeni teknikler, yeni üsluplar deniyor, kendini aşmaya çabalıyor.. Çok takdir edilesi bir azim bence.
Nuri Bilge Ceylan yavaş, Avrupa sinemasına özenen filmler yapmakla suçlanıyor. Karakterlerin hayattan uzak olduğu, seyircinin filmin içine giremediği söyleniyor. Bence tam tersi. Nuri Bilge Ceylan sinemasını, gündelik ve gerçek hikayeleri, insanları böyle güzel anlatabildiği için seviyorum. Detaylara gösterdiği o inanılmaz özen sebebiyle seviyorum. Çok fazla söze gerek kalmadan, karakterlerin düşüncelerini seyirciye aktarabilme başarısını seviyorum. Büyük aşkları, unutulmaz maceraları, korkunç savaşları, kahramanlık destanlarını...vs. anlatmaktansa asıl zor olanı, yani gerçek insanların hayatlarını anlatmayı seçtiği için seviyorum onun filmlerini. Ve bu işi başarıyla kotardığını gördüğüm için.
Film hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki.. Ama galiba, en önemlisi şu: Benim için Nuri Bilge Ceylan sineması, filmdeki evde sehpanın üzerinde duran 'Pe-Re-Ja' kolonyası. Mutfakta hep ocağın üzerinde duran çaydanlık. Koltuğun üzerine atılmış dantel örtü. Mahalle kahvesinde duvarda asılı çatık kaşlı Atatürk resmi. Dolaptan çıkarılan plastik kola şişesi. Cep telefonu çaldığında kulakları tırmalayan Yıldız Tilbe şarkısı. Düğünde yanyana oturup meyve suyu içerek kuru pasta yiyen başörtülü yaşlı kadınlar. Genç çocuğun masasının üzerinde duran ÖSS'ye hazırlık-Geometri kitabı. Çocuğun üzerinde 'Abdi İbrahim' yazan eşantiyon siyah çantası. İnsanları birbirinden ayıran buzlu camlar. Arkada hüzünle okunan ezan sesi. Sabahın sisli buğusunu yaran tren sesi.
Yani bizi 'biz' yapan her şey, her küçük detay.. Yani 'yalnız ve güzel' ülkesi.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
O kadar guzel yazmissin ki. Benim de Nuri Bilge Ceylan filmelerinde sevdigim ayrintilara verdigi onem. Filmler o kadar dogal ve bizim bir parcamiz ki, kendimizden birseyler bulmamak cok guc. Ben de onu aynen senin dedigin sebeplerden dolayi seviyorum
ReplyDeleteNuri Bilge Ceylan ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Görmeyen, duymayan, bilmeyen kısaca uç maymunu oynayan insanlara söylenecek çok sözü var. Hem bunu sessiz sedasız yapıyor...
ReplyDeleteMerhaba Nurvenur,
ReplyDeleteCok tesekkur ederim, yaziyi begendigine cok sevindim! Film bence yonetmenin en basarili filmlerinden biri olmus. Ulkemizden boyle bir yonetmen ciktigi icin gurur duymaliyiz bence.
Merhaba Aysema,
Cok tesekkurler! Gercekten de filmin ismi cok guzel uymustu karakterlerin yasamlarina, ve verdigi mesaj da sessiz ve derinden.
Sevgiler
Moonie