Ekşi sözlük'te o kadar güzel anlatmış ki 'you are my lethe' lakaplı kişi, direk oradan buraya kopyalıyorum:
evcimen: evini çok seven, sadece evinde rahat olan insanlardır bunlar. dışarıya çıkmayı sevmezler hele kalabalık olan alışveriş merkezleri filan bunlar için cehennemdir. oralarda sıkılırlar, ezilirler, büzülürler, eve gitmeye filan çalışırlar. en büyük zevkleri uyumaktır bunların. evlerinde mutlaka iyi bir müzik seti, cd koleksiyonu, -eğer ilgileniyorlarsa- müzik aleti, digitürkü olan güzel bir televizyon, dvd koleksiyonu, geniş bir kitaplıkları bulunur çünkü bu insanlar dışarıda harcayacakları parayı bunlara harcarlar. buzdolapları her zaman doludur ve iyi yemek yaparlar hatta yemek yapmaktan çok zevk alırlar. televizyonlarının karşısında mutlaka üzerinde rahatlıkla uyunulabilecek bir koltuk ve koltuğun üzerinde genelde bir battaniye ve kitap bulunur. evleri tamamen kendi zevklerini yansıtır ve genelde az eşya bulunur. spor yapmayı seven versiyonları dışarıya çıkmaya üşendiklerinden eve spor aletleri alırlar. mutlaka evlerinin manzarası güzeldir. yani en azından apartmanı değil insanları, denizi, dağı yada caddeyi filan görür. bu insanlarla yapılacak en iyi program evde film seyretmek, yemek yemek ve muhabbet etmektir.
unutmuşum. bu insanların ileride meslekleri de evde yapabilecekleri mesleklerdir.
Bu tanima göre ben hiç kuşku götürmeyecek şekilde ve kesinlikle bir evcimenim. Hem de kendimi bildim bileli.
Kış mevsimini bu kadar çok sevmem, evimde huzuru bulmam ve sıcak yaz günlerinde bile evde otururken kendimi bir şeyler kaçırıyormuş gibi hissetmemem de yan etkileri, herhalde :)
No comments:
Post a Comment