Thursday, November 16, 2006

Neden?



'Neden öyle hissedecekmişsin ki?' diye sordu..
'Neden mi?' dedim, 'nedenini söyleyeyim: Yarın, bu saatlerde, şu anda etrafımda olan herşey ve herkes, benim için bir rüyadan farksız olacak..'

Verecek bir cevabı yoktu buna, sustu...
Sustuk..

'Son'ların acı tadı oturdukça içimize, daha da koyulaştı sessizlik.. Dünyayı düşündük, yaşadığımız herşeyin bir rüyadan farksız oluşunu, bir gün çok 'kesin' olan bir gerçeğin, ertesi gün nasıl bir yalana dönüşüverdiğini.. Doğru bildiklerimizin terketmesini bizi, kendimizi yitirmeyi ve yeniden bulmayı, hayat denen bu macerayı.. Bu kadar acı ağır geldi bize, sustuk..

'Hem öyle olmasaydı, nasıl değerini bilirdik ki sonların?' dedim aniden. Son bir çabaydı bu, yaşadıklarımıza bir anlam kazandırmak için son bir çırpınış.. Gidiş ve gelişleri anlamlı kılmak için, doğruyu yaptığıma inanmak için, sessizliği delmek için sadece belki de. Sorum, asılı kaldı havada, mavi gökyüzüne bırakılan kırmızı bir balon gibi.

Gülümsedi.. Bir şey söylemeden, yürüyüp gitti..

Geriye masmavi gökyüzü kaldı, sonsuz..

*Fade to black*

No comments:

Post a Comment